mala vurmak da neyin nesiymiş diyenler, bilmeyenler için gelsin.. (bkz: mala vurmak)
ayrıca tarafımdan tasvip edilen bir söylem de değildir mala vurmak. insan gerdek gecesinde mala vurmaz, usul usul, tatlı tatlı sevişir. ilerleyen dönemlerde mala vurursun o ayrı.
"ulan biz hayat kadınlarına, orospulara bir-iki saatliğine bir-iki kere vurmak için dünyanın parasını veriyoz, herif sabaha kadar üstelik bedavaya istediği kadar vuracak" anlayışındadır bunlar.
heeeaaa o düğün aşamasına gelene kadar, o hatunun peşinde koşma, çıkmak için dil dökme, çıkma aşamasında vermesi için fırsat kollama, sevgililer günüdür, doğum günüdür, öylesine bir gündür alınan hediyeler, yenilen yemekler, yaşanılan tartışmalar, kavgalar, arada sırada ayrılma, küsme, sonra tekrar barışmak için kırk takla atma, sonra isteme olayı, kızın babasının, abisinin zorluk çıkarması, bir de onların gözüne girme çabası, isteme aşaması, nişanlılık sırasında yaşananlar, bu arada para biriktirme, o sürede yine belili gün ve haftaların kutlanması(sevgililer günü, doğunm günü, ilk tanışma günü, vs...), düğün telaşı, dünyanın parasını harcama, hazırlıklar yetişecek mi telaşı, davetiye telaşı, kız ve erkek tarafında abidik-gubik konuların büyümesi, yaşanan tartışmalar, "bu iş olmayacak herhalde" korkusu, sonra işlerin son anda yetişmesi ve düğün.
eh damat da bütün bunlardan sonra "sabaha kadar kütür kütür yiyecem ulan, o kadar cefa çektik, şimdi sefasını sürecem, siz de düğünden sonra gidin o hayat kadınlarına, orospulara, 2 kere vurun gelin, siz döndüğünüzde ben kaçıncı vuruşumu yaparım o belli olmaz işte..." der gibi arkadaşlarına bakacaktır.