zaten zoraki durulan yerde, saniyelerin daha ağır işlemesine neden olan emrivakidir.
genelde evin babası işte veya dışarıda olur, mahalleliden birisinin oğlu veya kızı evlenir ise, annenin yanına alacağı kavalye, evin küçük oğlundan başkası olmaz. talep büyük oğuladır, ancak abi kardeşi türlü aletsiz işkencelerden sonra onun gitmesi için ikna eder.
düğün salonuna otobüs ile gidilir, yolda cam kenarına oturup sağa solu izlersiniz, içinizden kadere küfür edersiniz. düğün salonuna gittiğiniz zaman, ortamdan sıvışma veya bir köşede kafayı çekme planları yaparsınız. derken düğün salonunun davudi sesli şantörü repertuarına başlar, genelde bir yemek müziği eşliğinde kuruyemiş ve meyve suyu ikilisiyle karın doyurulur, derken slowlara geçilir ve annenin müthiş teklifi kulağınızda patlar ;
- oğlum nezahat teyzenin kızı gülruba' yı dansa kaldırsana.
gülruba dünden razı, hayatında eline erkek eli değmemiş, ancak sen razımısın. senin keyfiyetini soran yok, takan yok. dans etmeyi biliyormusun soran yok, yok oğlu yok. hayır kaldırmam desen, baştan anne evde ağzına sıçar, peşinden nezahat teyze'den bozuk yersiniz. evet deseniz anne gülruba' yı hayat boyu size yamamak için fizibiliteye başlayacak, birde bütün mahallede anlatacak. ıkına sıkına gülruba dansa kaldırılır.
dans ederken arada 30 cm mesafe bırakılır, çükün karşı cinse değmesi seni erekte ediyorsa, gülruba kendini nimetten sayabilir, eğer etmiyorsa kendini düğün peşinden dezanfekte etmen lazım, birde gülruba' nın sana dans sırasında sorular sorması. ıyk.
Desti izdivaça giden yolda atılan küçük bir adımdır. Şimdi sezarın hakkı sezara Anneler bu konuda çok yeteneklidir kafaya taktı ise o kızı büyük bir ihtimalle onunla evlenirsiniz buraya yazıyorum.