yillardir gorusulmeyen ya da ailece pek hoslanilmayan akrabalarin laf sokmalari:
- ne cabuk buyumussun,cabuk degil gerci on senedir gorusemiyoruz ya neyse.
gelinle damadın tek tek masaları dolanıp, el öpüp, el sıkışması bu klişelerden sadece biridir.
hayır, mikrop kapıp hasta olcaklar. nasıl göze alır insan o kadar kişyi öpmeyi ya? valla anlamıyorum.
ama en güzel klişe, ortaya çıkıp göbek atmaktır. *
şarhoş olan eniştelerin ısrarla konuklardan birini dansa kaldırması.
- oooooo la havle vela corvettenerelerdesin sen ya? amma da uzamışsın. kalk kalk. oynayalım. laaan oturmaya mı geldin?
- sercan enişte yapma. ben dans edemem. beceremem.
yüksek sesle
- lan sıçtırtma eniştene kalk lan.
zorla sahneye çıkılmıştır. hem de akrabaların sulu gülücükleri eşliğinde, alkışlarla. tüm konuklar bize bakıyor. zavallı la havle vela corvette 32 dişini göstere göstere dans ediyor ve karşısında inanılmaz figürler yapan eniştesinin karşısında.
ve aklından geçen cümleler.
- ulan sercan efendi senin o koca kıçına tekmeyi basardım da neyse teyzeme şükret. tanrım n'olur deprem olsun*
sürekli oynanması gereken bir gün sanılarak insanlara eziyet çektirilen ve o sanatçının buğulu sesine mağruz kalan insanların bitse de kurtulsak dedikleri güne düğün günü denir...bu günün her lahzası klişedir...
düğün sanatçısının
- evet , gelin ve damadı oturtmuyoruz.. diye başlayan cümlesinin ardından gelin ve damadın ;
gelinin anne babasıyla, daha sonra damadın anne babasıyla , gelinin kardeşleriyle , damadın kardeşleriyle, (varsa) gelinin kuzenleriyle , (yine varsa) damadın kuzenleriyle , (varsa) gelinin iş arkadaşlarıyla , (varsa) damadın iş arkadaşlarıyla hiç oturmadan genellikle çiftetelli veya herhangi bir oyun havası oynamasıdır. hep nefret etmişimdir bu fasıldan. yazık o insanlara da ya..
