toplum olarak biz çok biliriz, birbirimizin kulağına çok şey fısıldarız.
düğünlerde de böyle olur.
bir bakarsınız hiç evlenmesi gündemde olmayan bir çift pat diye evlenir olmuş.
düğüne gidersiniz, herkes şaşkındır, herkes birbirinin kulağına bir şeyler fısıldamaktadır.
anlarsınız ki düğün aceleye gelmiş.
demek ki gelin hamile!
doğacak çocuğun dedikodulara mahal vermemesi için apar topar cemiyet toplanmış.
24 haziran'da da ülkede olacak olan budur.
çocuk piç doğmasın diye düğün kararı aldılar. ama çocuk çoktan piç oldu.
hatta sakat doğacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan olduğu 2009 yılında, erken seçim tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada şöyle demişdi:
" Hala birileri şunu karıştırıyor. Bunu söylemek zorundayım. O da nedir? Şu yerel seçimlerden sonra Türkiye hemen erken seçime gider mi? Çirkin bir yaklaşım. Bir defa şuna alışacaksınız. Demokrasi, halkın verdiği yetkiyi, halkın o verdiği tarihten evvel almamaktır. 5 yıllığına getirdiyse, 5 yıl buna muhalefetin katlanma zorunluluğu var. Eğer hükümet erken seçim kararı alacaksa, hükümeti acze düşmüşse, acze düşenler alır. Ama böyle bir sıkıntı yoksa, erken seçim çığırtkanlığı yapmak o ülkenin lehine değil, o kişilerin de lehine değildir ve bu ülkeye, çok açık söylüyorum ihanettir. Böyle bir şey istenmez, böyle bir şey arzu edilmez. Şimdi asla dünyamızda böyle bir dert, böyle bir sıkıntı... Biz yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Çünkü bizim derdimiz ülkemize daha çok yatırımı nasıl çekeriz.”
beyefendinin dediği gibi Demokrasi, halkın verdiği yetkiyi, halkın o verdiği tarihten evvel almamaksa eğer,
--spoiler--
bizim cumhurbaşkanı adayımız.” neden diyemiyor. neden böyle bir kişi üzerinde birlik oluşturup 100.000 imza ile ortaya çıkartmıyorlar?
--spoiler--
sorun,'erken seçim vatana ihanettir' teranesini ağzından düşürmeyen zatın.erken seçim kararı almasında..
anladınmı şimdi.
elbette bu millet üstüne düşeni yapacaktır.