kitap okumakla, okumamakla çok da bir ilgisi olmayan bir yetidir.
bu konuda başarılı olmak istiyorsak, yapabileceğimiz tek şey söyleyeceğimiz cümleleri o cümlelere başlamadan önce kurmaktır rkdşlr. yok ben yapmam diyen de gitsin tuz ruhu içip öyle konuşsun.
çok kitap okumayla ilişkilendirilen yetidir. ben de gerek çok kitap okumamla gerek hukuk öğrencisi olmamla bağlantılı olarak aslında iyi konuşurum. hitabetim iyidir. beni tanıyan herkes de bunu bilir. ama tabi ki bu yeti her insanda olmayabilir. size bir anımı anlatıp bunu örneklendireceğim çünkü ben de heyecanlandığımda cümleler aynen şöyle çıkıyor, üniversite 2.sınıfın 2.döneminin vize sınavları zamanında kütüphanede bir arkadaşımla yasal mal rejimleri adlı derse çalışıyorduk. dersi alttan aldığını sonradan öğrendiğim ve o zamana kadar zaten derste hiç görmediğim bir çocuk yanımıza gelip sınavla ilgili bir şeyler öğrenmek istedi konuşmaya başladık. şu çıkar bu çıkar falan. ama çocuk nasıl tatlış. sonra çocuk ders notlarımı almak istedi sınava kadar çalışmak için. ben de verdim. nasılsa aynı gün başka sınavım daha vardı ona çalışmam gerekiyordu. verdikten sonra bende bir pişmanlık oldu. keşke adımı soyadımı ders notuna yazmış olsaydım tüh falan dedim. çocuk beni bulmazsa ben onu bulamam. bunları arkadaşıma da açıp hayıflanırken çocuğu kütüphane içindeki kapıya yakın koltukta otururken gördüm. ders notuna çalışıyordu. yanına gittim. heyecan dorukta.
- ee şey çalıştın mı?
+şu an okuyorum. pek bi bilgim yok.
-anladım. şey dicektim ben ders notunu sonra senden vize için alsam? (sıçtığını farkeden bir bakışla) yani final için alsam? (toparladım gibi) aslında vize için de almam lazım. (iyice sıçtım ilk dediğimi düzeltmeye çalışırken)
+ ???????!!?? yani şimdi mi vereyim?
- yok yok sen çalış sınavdan sonra ver. ehe.
tabi ki sıçtığımı bilen arkadaşım kütüphane çıkışında hunharca gülüyordu. bütün okul yankılanmıştı. rezil bir gün. hiç de iyi konuşamadığımı, baskı altında beynimdeki cümlelerin evrim geçirdiğini görmüştüm. kendimden bir süre soğudum.
Kelimeleri doğru telaffuz ederek nefesi konuşma hızı ile paralel şekilde konuşmak sizi daha anlaşılır kılar ama promter dan okumuyor Spontane konuşuyor hele de konuyu daha önceden bilmeden konuşmaya baslamissaniz düzgün konuşmak bir donanım işidir.
Mesela ne sayın Davutoğlu ne de sayın kk bu donanıma sahip değildir. Hatta sayın Davutoğlu düzeltme yapmadan arka arkaya 5 cümle kuramamaktadır.
Sayın cmb ise spontane konusmayip prompter dan okumaktadır. Bu konuda başarılıdır. Sayın Bahçeli bunu bile yapmamaktadır.
Soruları önceden kararlaştırılan bir mülakata katılıp önceden belirlenen ve prompterdan akan cevapları okumak düzgün konuşmak olarak anlaşılır ama bu kazanabilecegimiz bir yetenek. Spiker olmak gibi.
Gerçek yetenek ise Demirel gibi saatlerce konuşup hiç bir şey anlatmamaktır.
diğer bir deyiş ile etkili konuşabilme yeteneğidir. ses tonu ile fazlasıyla alakalıdır ve etkileyiciliğe yatkın ses bakımından doğal yeteneğe sahip olanlar yahut olmayanlar bu konuda çalışmadıkça yeteneklerini tam anlamıyla kullanamazlar. bu konuda doğal yetenek sahibi kişiler diğerlerinden bir adım önde gibi gözükse de her halükarda sahip olunan yetenekten tam verim alabilmek adına diksiyon kursuna gitmek şarttır.