düz dünya gerçeğinin kurani delilleri

entry7 galeri1
    1.
  1. arkadaşlar bildiğiniz üzere dünya düzdür ancak ateistler, kuranın düz olduğunun açıkça belli olduğu ayetleri farklı manalara çekerek bu gerçeği saklamaya gayret ediyorlar. gelin bu ayetler neyi kast ediyor, birlikte anlamaya çalışalım:

    Bu çalışmada incelenecek ayetler:

    1- NUH Suresi 19. ayeti
    2- Kaf Suresi 7. Ayeti
    3- Mülk Suresi 15. Ayeti.

    1- Nuh suresi 19. ayetten başlayalım.

    Öncelikle ilginç bir durum dikkatimizi çekiyor: Gök kubbenin delinmesiyle gerçekleşen nuh tufanıyla ilintili nuh suresinde dünyanın yayılması da anlatılmaktadır. dolayısıyla aslında bu ayet tam yerindedir. şimdi kelime kelime bakalım:

    وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ بِسَاطًا

    1. ve allâhu : ve Allah
    2. ceale : kıldı
    3. lekum(u) : sizin için
    4. el arda : arz, yeryüzü, yer
    5. bisâtan : yaygı, döşek, geniş (mekân)

    şimdi burada "bisâtan" ifadesi var. aslında ne kadar enteresandır ki, dünyanın düz olmasının karşısında yer alan satan kelimesi burada "bisatan" şeklinde "satansızlaştırmak" manasındadır ve yine bu kelime de adeta mucizevi şekilde doğru ifadedir, hem de tüm dünya dillerinde bu kelime aynı manadadır: "bisatan" (şeytansızlaştırmak)

    her neyse. bu ilginç durumu bir kenara bırakıp bu "bisâtan" başka nerelerde ne manada kullanılmış ona bakalım:

    enteresandır. bu kelime kuran'da başka hiç bir yerde geçmemektedir.

    ikinciden devam edelim.

    2-mülk suresi 15. ayeti

    هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولًا فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِن رِّزْقِهِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ ﴿١٥﴾

    1. huve ellezî : ki o ...dır
    2. ceale : kıldı
    3. lekum : sizin için
    4. el arda : arz, yeryüzü
    5. zelûlen : zelil, boynu eğik, emre amade
    6. femşû : artık yürüyün
    7. fî menâkibi- hâ : onun omuzlarında, üzerinde (dağlarda, kıyılarda)
    8. ve kulû : ve yeyin
    9. min rizkı-hî : onun rızkından
    10. ve ileyhi : ve ona
    11. en nuşûru : neşir, öldükten sonra tekrar dirilip ayağa kalkma, yeniden var olup huzurunda toplanma

    burada anahtar kelimenin "zelulen" (ذَلُولًا) olduğu görülüyor. bu kelime de yine tek bir yerde geçmektedir.

    3- Kaf suresi 7. ayeti

    وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ

    1. ve el arda : ve arz, ve yer
    2. medednâ-hâ : onu döşeyip yaydık
    3. ve elkaynâ : ve attık, bıraktık
    4. fî-hâ : onda, orada
    5. revâsiye : dağlar
    6. ve enbetnâ : ve bitirdik, yetiştirdik
    7. fî-hâ : onda, orada (oraya)
    8. min kulli : hepsinden
    9. zevcin : çift
    10. behîcin : güzel, parlak

    burada anahtar kelime "mededna-ha" olup, hemen hemen tüm tefsirlerde döşeyip yaymak manasında çevirilmiştir. bu kelimeyi de aratalım son bi şans:

    oh sonunda. bu kelime 4 farklı yerde geçmektedir:

    ARAMA SONUÇLARI

    içinde مددنا kelimesi geçen 4 adet ayet bulunmuştur.

    Tweetle
    Kur'an Sırası | Nüzul sırası
    Hicr 19 والارض مددناها والقينا فيها رواسي وانبتنا فيها من كل شيء موزون
    isrâ 6 ثم رددنا لكم الكرة عليهم وامددناكم باموال وبنين وجعلناكم اكثر نفيرا
    Kâf 7 والارض مددناها والقينا فيها رواسي وانبتنا فيها من كل زوج بهيج
    Tûr 22 وامددناهم بفاكهة ولحم مما يشتهون

    elimizdeki kaf suresi 7. ayet olduğuna göre diğerlerine bir bakalım bakalım:

    hicr 19
    isrâ 6
    Tûr 22

    sırayla bakalım bu kelime hangi manalarda kullanılmış:

    birinci deneme tur 22

    وَأَمْدَدْنَاهُم بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ ﴿٢٢﴾
    Ve emdednâhum bi fâkihetin ve lahmin mimmâ yeştehûn(yeştehûne).

    1. ve emdednâ-hum : ve onlara imdat ettik, uzattık, sunduk, verdik
    2. bi fâkihetin : meyveler ile
    3. ve lahmin : ve et
    4. mim-mâ : şeylerden
    5. yeştehûne : iştah duyuyorlar, arzu ediyorlar

    burada emdedna: uzattık şeklinde kullanılmış. uzattık kelimesi de ikram manasında kullanılmış. birinci deneme sonuç yok.

    ikinci deneme isrâ 6

    ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُم بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا ﴿٦﴾
    Summe radednâ lekumul kerrate aleyhim ve emdednâkum bi emvâlin ve benîne ve cealnâkum eksere nefîrâ(nefîren).

    1. summe : sonra
    2. radednâ : döndürdük, iade ettik
    3. lekum : size, sizi
    4. el kerrate : tekrar
    5. aleyhim : onlara, onların üzerine
    6. ve emdednâ-kum : ve destekledik, imdat (yardım, medet) ettik
    7. bi emvâlin : mal ile
    8. ve benîne : ve oğullar (erkek çocuklar)
    9. ve cealnâ-kum : ve sizi kıldık, yaptık
    10. eksere : ekser, daha çok
    11. nefîren : nefer olarak, cemiyet, birlik, topluluk olarak

    buradaysa emdednâ formunda ve "destekledik" manasındadır. sonuç yine yok. son şansımız kaldı yine.

    hicr 19 denemesi, son deneme.

    وَالأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيْءٍ مَّوْزُونٍ

    1. ve el arda : ve yeryüzü
    2. medednâ-hâ : biz onu uzattık (yaydık)
    3. ve elkaynâ : ve biz koyduk, bıraktık
    4. fî-hâ : orada
    5. revâsiye : büyük dağlar
    6. ve enbetnâ : ve biz nebat (bitkiler) yetiştirdik
    7. fî-hâ : orada
    8. min kulli şey'in : herşeyden
    9. mevzûnin : mevzun, birbiriyle orantılı, ölçülü

    vovovovovvv yine aynı ifadeler.

    şimdi arkadaşlar bu iki ayetin bir mucize olduğunu görebiliyoruz. birisi hicr19, diğeri kaf 7, tamamen birbirinden bağımsız surelerde alakasız yerlerdeki iki ayet. ve birbirini tamamlayan bu ayetler, aynı şeylerden söz etmektedir. ve ilk yarıları kelimesi kelimesine aynıdır. okuma yazma bilmeyen birinin bu ayetleri uydurması imkansızdır. bakın ikisini alt alta yazalım:

    hicr 19:

    وَالأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيْءٍ مَّوْزُونٍ

    1. ve el arda : ve yeryüzü
    2. medednâ-hâ : biz onu uzattık (yaydık)
    3. ve elkaynâ : ve biz koyduk, bıraktık
    4. fî-hâ : orada
    5. revâsiye : büyük dağlar
    6. ve enbetnâ : ve biz nebat (bitkiler) yetiştirdik
    7. fî-hâ : orada
    8. min kulli şey'in : herşeyden
    9. mevzûnin : mevzun, birbiriyle orantılı, ölçülü

    Kaf suresi 7. ayeti

    وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ

    1. ve el arda : ve arz, ve yer
    2. medednâ-hâ : onu döşeyip yaydık
    3. ve elkaynâ : ve attık, bıraktık
    4. fî-hâ : onda, orada
    5. revâsiye : dağlar
    6. ve enbetnâ : ve bitirdik, yetiştirdik
    7. fî-hâ : onda, orada (oraya)
    8. min kulli : hepsinden
    9. zevcin : çift
    10. behîcin : güzel, parlak

    bu son baktığımız hicr 19'dan ve yukarıda emdedna kelimesinin kullanımından gördüğümüz üzere mededna kelimesi "uzatmak" manasındadır. bu uzatmak kelimesi, bizdeki kullanımıyla aynıdır. uzatmıştır, uzunlatmıştır.

    bakın her iki ayetin ilk 8 kelimesi, harekesi harekesine aynıdır! matbaanın olmadığı bir ortamda, okuma yazma bilmeyen birinin böyle iki cümleyi birbiriyle uyumlu şekilde böyle kullanması inanılmaz bir şey.

    birinde ayeti tamamlarken son kelime olarak "her şeyi bir ölçü ile koyduk" derken, diğer ayette "her şeyden çifter çifter koyduk" diyerek bu ölçünün ne olduğunu tarif etmiş.

    hakikaten muhteşem. tam bir sanat eseri.

    artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz?
    3 ...
  2. 2.
  3. kuran öyle diyorsa öyledir, mantığı ile hareket eden herkes için yeterli bir kanıt, yani lanet olsun önce dinleri sorgulasanız ? sonra dünyanın şeklini sorgularsınız.
    0 ...
  4. 3.
  5. (bkz: herkesi imamhatip mezunu sanmak.)

    okudum ama anlamadım allah çarpsın.

    sanırım bir üçkağıtçılıktan bahsediliyor. (kısacası)
    2 ...
  6. 4.
  7. entryden önce başlığı açan yazara bakılmış ve şaşırılmadan bu entry girilmiştir.
    1 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. dünya yuvarlak değil ki. ateistler dünyanın yuvarlak olduğunu savunduğuna göre dünyanın düz olduğu kesindir.

    ulan madem ateistler olarak dünya yuvarlak diyorsunuz, o halde ateistler bu çalışmamı desteklemesi lazım. onlar da eksiliyor. hay sizin iki yüzlüğünüz batsın iyimi.
    1 ...
  11. 7.
© 2025 uludağ sözlük