ilkokuldayken simit ayranla başladım. ayran hep simitten önce biterdi. simidimi kuru kuru yemek zorunda kalırdım. hayat işte, zamanla simidi daha önce bitirir oldum. kendimi daha da geliştirip bunu dürüm ayranda denemeye başladım.
türk insanının yiyecekler içeceği aynı anda bitirme alışkanlığının ortaya çıkardığı durumdur. sadece dürümle ayranda değil; çayla simitte, hamburgerle kolada da aynı durum geçerlidir.
Doğaçlama yiyerek-içerek mümkün değildir.
Baktın ayran bitiyor, kuru kuru yemeye başlar çok az yudumlar dengeleyene kadar devam edersin.
Baktın önceden çok sıkmışsın ayran artacak rahat rahat içer dengelersin. Böyle hayvan gibi yiyim ve denk gelsin olayı yok.
ayıptır söylemesi tam tamına yarım saat evvel başarıyla tamamladığım eylem. açıkçası çok zorlanmadım. aynı anda başladım. ayran yarıya geldiğinde, dürümden daha büyük bir ısırık aldım. aynı zamanda ayran son çeyreğe indiğinde, dürümden ısırıklarım küçüldü. son damlaya geldiğimde, son lokmayı çiğnemekteydim.
(bkz: çiçekleri odama yollayın)
Aşırı tedbirli yada sağlamcı insanlarda nedense hep sona yarım bardak ayran kalır. Ufak ufak alınan yudumlar dürüm bittiğinde bir seferde içilirken "neden bukadar sıktımki, keşke ayranada az abansaymışım" gibi insanı derin düşüncelere sokar.
temelinde ekonomi yatan eylemdir. türk toplumunun gelir düzeyini ele aldığımızda kaç bünye dürümün yanında ayran alır ki, ikinciyi alabilsin. temelinde dediğim gibi kapital temelli az gelişmişlik yatar.