dünyaya çatabilen şiirler

    2.
  1. " He lan bir Türkiye derim başka bir şey söylemem
    Haram yemem çocuğuma da ondan lokma yedirtmem

    He lan bilmem mi bunlara ne laf yetiştirir yalancı çenen
    Susamayı Kerbela'da öğrenen benim Sıffın'ı da bilen ben

    He lan hemen başa sultan kesilensin veye cumhurbaşkanı
    Hatıra gelir sana milletin günbegün kazıklanması veya anı

    He lan post gösterip suni elyaf kaftanını kafesledinse babanı
    Merak etme münker nekir takdir eder bu profesyonel çabanı

    He lan yersen benim derdim vatan millet Sakarya
    Sen Fauré'den Respighi'den ne anlarsın ağa ! "

    ismet ÖZEL / HE LAN
    2 ...
  2. 6.
  3. Siz hürsünüz; siz şartsız ve kayıtsızsınız
    Bir balığın, bir siyah, bir kara balığın
    incecik kılçığı üzerine yemin edersiniz;
    (K) harfi üzerine yemin edersiniz.
    Rakı içen kadınların, çiçek yiyen kızların
    iyilikleri, günahları ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz.
    istakozların, kırmızı ve mavi istakozların
    Bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine,
    Küçük ve büyük, acılı ve acısız
    Yeminler yeminler yeminler edersiniz.
    Siz siz üzre yeminler edersiniz.

    Biz hayret eder, kuvvet eder, dudağımızı bükeriz;
    Dudağımızı kör makaslarla dilim dilim ederiz
    iki tane elimiz var deriz;
    Bin tane elimiz olsaydı
    Bini birbirinin aynı olurdu deriz.
    999 elimiz kağıt gibi yansın,
    Bir elimiz güneş gibi dursun..
    Biz elbette dudak büker, hayret ederiz.

    Biz inkar eder, inkarı severiz;
    Bayram hediyenizi iade ederiz
    Biz mahcup ve onurlu çocuklarız
    Başımızı kaldırıp bir bakmayız
    Siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
    Siz güvercinleri gözlerinden vurursunuz
    Siz ekmeğin hamurunu, aşkın hamurunu samandan yoğurursunuz
    Siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz

    Toprağı zindana koyduk biz
    Üzerine yedi kilit vurduk biz
    Kaç gelinin alnında kaç yumurta kırdık biz
    Varsın yarın takılsın benim çene kemiğim
    Bir köpeğin ön dişlerine
    Ve Fahriye'nin kürek kemiği tam ortasından kırılsın
    Biz inkar eder, şah inkarlar severiz.

    Kafamızı kaldırıp bir bakmayız
    ...........................................
    Ruhumuzun içinde kar yağar
    Anamızdan doğduğumuz geceden beri
    Heybemizi emektar makinelere yükleriz
    Fikirlerimizi tifil vinçlere
    iri buğday tanelerinin trenleri yürüttügünü bilmeyiz
    Biz yangında koşuyu kaybeden atlarız
    Biz kirli ve temiz çamaşırları
    Aynı zaman aynı minval üzere katlarız
    Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız

    Siz kalbe hançer gibi giren
    Siz kalpten ağaç gibi çıkan
    Siz bize şahdamarımızdan yakın
    Siz yüzükler içindeki kan
    Siz inançların sedef kabuğunu
    Ebabil kuşlarının gagalarıyla kıran

    Bununla beraber üzülmediğinizi biliyoruz
    Gün gelecek toprağın altına uzanacağız
    Her gece saat beş sularında sizi
    Toplardamarlarımızın içinde bekleyeceğiz

    (bkz: SEZAi KARAKOÇ)
    2 ...
  4. 1.
  5. Esenlik Bildirisi

    Bir şehrin urgan satilan çarşilari kenevir
    kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
    yagmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmiyorsa
    o şehirden öcalmanin vakti gelmiş demektir

    Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
    gövdede gökyüzünü kişkirtan şiir sahtedir
    gazeteler tutuklamiş dünya kelimesini
    o dünyadan, o şiirden öcalmali demektir

    Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşi saygisiz
    ve zekâ babacan tavriyla tiksinti verir
    söz yavan, kardeşlik şarkilari gayetle tikiz
    öcalinmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir

    Yargi kesin: Aci duymak ruhun fiyakasidir
    kin, susturur insani; adina çidam denir
    susulunca tutulan çetele simsiyahtir
    o siyah öcalmakcasina gür ve bereketlidir

    Vandal yürek! Görün ki alkişlanasin
    ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir
    haksizlik et, haksiz oldugun anlaşilsin
    yaşamak bir sanri degilse öcalinmak gerektir.

    (1973)

    ismet ÖZEL
    3 ...
  6. 4.
  7. Acı Çekene Saygı

    Tanrı’yla aynı fikirde değilim
    intihar edenlerin
    Cehenneme gideceği konusunda,
    Kainatın yaratılışına
    Katılmaktan bıktığımda ruhum,
    intihar edeceğim bende
    Denenmemiş bir yolla
    Nerdeyse bütün akıllı kalpler
    intihar edip s*ktir çekmiş yeryüzüne,
    Ben ateist değilim, babasıymış gibi
    Tanrı’ya küsen bir çocuğum
    Eğer tanrı intihar edenleri ve nietzsche’yi
    Cehenneme gönderirse
    Cehennemde yanmayı tercih ederim bende
    Tanrı dürüstlüğü sever..
    Tanrı’nın hayal gücünü beğenmiyorum
    Ben tanrı olsam
    Peygamberler göndermez
    Direk konuşurdum insanlarla
    Ben tanrı olsam
    Hitler’i iyi kalpli bir yahudi olmakla cezalandırırdım
    Yahut yetenekli bir yazar yapardım onu
    içindeki kötülüğü insanlara değil
    Tuvallere boşaltırdı
    Ben tanrı olsam
    Devletler yok olur
    Gül kokulu bireyler var olurdu sadece
    Atlar çılgın zamanlar koşardı
    Ben tanrı olsam
    Düşünce gücüyle herkesin
    istediği karakter olmasını sağlardım
    Dünya bir şiirin
    Yaratılım sürecine dönüşürdü böylece
    Ben tanrı olsam intihar ederdim
    insanlarla birlikte
    Acı çekmeyi öğrenemediğim için

    Cesar Mendoza
    1 ...
  8. 5.
  9. Sana durlanmış kelimeler getireceğim
    Pörsümüş bi dünyayı kahreden kelimeler
    Kelimeler, bazıları tüyden bazısı demir
    Seni çünkü dik tutacak bilirim
    Kabzenin, çekicin ve divitin tutulduğu yerden parlayan şiir

    ...
    ismet Özel/ Yıkılma Sakın
    1 ...
  10. 18.
  11. Son Mektup

    (Şairin cesedinin yanında bulunmuştur)

    Hepinize! ..

    işte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele

    dedikodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.

    Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. iş

    değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem) , ama benim

    için başka bir çıkar yol kalmamıştı.

    Lili, beni sev.

    Hükümet Yoldaş! Ailem: Lili Brik, anam, kız kardeşlerim

    ve Veronika Vitoldovna Polonkaya’dan ibarettir; yaşamlarını

    sağlarsan, ne mutlu bana...

    Bitmemiş şiirleri Brik’lere verin, ne lâzımsa onlar yapar.

    “ Bir varmış bir yokmuş “

    derler hani:

    Aşkın küçük sandalı

    hayat ırmağının akıntısına kafa

    tutabilir mi!

    Dayanamayıp parçalandı işte sonunda...

    Acıları

    mutsuzlukları

    karşılıklı haksızlıkları

    h a t ı r l a m a y a b i l e d e ğ m e z:

    Ödeşmiş durumdayız kahpe felekle.

    Ve sizler mutlu olun

    yeter.

    Vladimir Vladimiroviç Mayakovski
    1 ...
  12. 15.
  13. "hayat mayat diyorlar
    benim gözüm mayatta
    hayatın eksiği var
    hayat eksik hayatta

    takınsam kanat manat
    kuş muş olsam seğirtsem
    bomboş vatana inat
    matana doğru gitsem"

    nfk.
    1 ...
  14. 8.
  15. ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
    nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
    belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
    biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
    parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
    pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
    kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
    iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..

    ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
    durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
    sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
    işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
    küsmesi,barışması,ayılması,bayılması
    hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
    meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
    güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
    bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
    hepsi ağzıma sıçtı..

    ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
    her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
    seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
    ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
    içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
    ben seni severim sevmesine de
    iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
    2 ...
  16. 11.
  17. GÜZEL IRMAK

    Küçüğüm, bu senin sesin, güzel ırmak
    Önce rüzgârın öptüğü, sonra benim öptüğüm
    Bu bitmemiş şiirler senin ayak bileklerin
    Soluğun, kokun, karnın, gölgeli gözlerin
    Bu böyle çözülü göğsün, enine boyuna dudakların
    Sabahlara kadar ki büyük gözlerin böyle
    Bu dal gibiliğin, saçların, kırmızı ağzın
    Bu üstünde onca seviştiğimiz yatak sonra
    Sonra bu benim anı artığı eski yüzüm
    Tüylerin, tay boynun, küçücük çocuk ellerin
    Böyle yukarıdan aşağı gidiyorum seni
    Karışıyor, korkunç, ellerimiz ayaklarımız
    1 ...
  18. 19.
  19. güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan
    dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar

    dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan
    Kürdistan’da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar

    Muş – Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
    eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar

    sen bir yaz güzelisin, yaprakların ekşi, suda yıkanırsan
    portakal incinir, tütün utanır, incirler kanar

    bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usanırsan
    padişahlar ve Muşlar kanar, darülbedayiler kanar

    Muş – Tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki
    orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar

    el ele gittiğimiz bir yolda sen gitgide büyürsen
    benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar




    Yokuş Yol’a, Turgut Uyar
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük