sevmek
nefret etmek
anlamak
anlaşmak
anlaşamamak
ağlamak
ağlatmak
yanmak
yakmak
bakmak*
görmek
gülmek
güldürmek
geçinmek
yemek
içmek
ölmek
övmek
okumak
yazmak
hissetmek
hapsolmak
dinlemek
konuşmak
sormak
sarmak
yorulmak
üşümek
koşmak
yürümek
yılmak
evlenmek
boşanmak
anne olmak
baba olmak
abi olmak
abla olmak
insan olmak
...
...
...
siz ne için gelmiştiniz. ben seçenekler arasında boğuldum.
saçma sapan bir soru. ozan güven'e havale ediyorum. olum biz mi istedik lan dünyaya gelmek? nereden bilelim neden geldiğimizi, bir nedeni bile olmayabilir. kahraman falan da değiliz, dünyayı kurtarmayacağız.
Ya bu soruyu cevaplayacak bir sürü sebebim var aslında. Ama her defasında bunları söylediğimde bir umut beliriyor hemen ardından sönüveriyor. O yüzden ben de dünyaya neden geldiğim sorusuna cevaben yok diyorum. Yok.
evvela bilinçli insanların kendilerine her zaman, soracağı soru olmakla beraber cevabının kişiden kişiye değişsede bile dünya da tek gelişimizin nedeni; Başını Kaldır, Kendini Tanıttırmak isteyen Faal ve Kudretli Bir Zâtın Harika işlerine Bak! Bu hadiseler başıboş olmadığı gibi sende başıboş olamazsın, yaratıcını tanı ona göre hazırlan temsili sözleri ile kendini tanıttırmak isteyen yaratıcıya "kul" olmaktır.
Sâniyen; insanlık varolduğundan beri dünyada kendine bu soruyu sormaktadır, ve daima sormalıdır.
-ben nereden geldim?
-ben neciyim?
-nereye gidiyorum
--spoiler--
biraz felsefe yapmak gerekiyor;
hiç bir canlı yoktur ki görevsiz amaçsız dünya'da yeryüzünde doğmuş bulunmuş olsun. sinekten seyyarata kadar tüm canlı varlıklar görevlerini yaparken bizim de bir görevimiz olduğunu insan kendine mutlaka sormalıdır.
bana hamile kalmadan önce kürtaj olan anneme (babamdan habersiz) bir ay sonra bana hamile kalmadığında babam doğur bi çocuğumuz daha olsun dediği için doğdum ben mesela. insanlık ise bir kısa rüya için geldi dünyaya, uyanmayı bekliyor.