NASA'daki abiler dünyaya bir gün içerisinde binlerce meteor çarptığını fakat ozon tabakasından geçmeye çalışırken meydana gelen enrjiyle yanıp yok olduğunu söylüyorlardı.
güneş, atmosfer, ay, çevre gezegenler önlemektedir. göktaşlarının bir çoğu atmosferde yanmaktadır -bu şekilde günde yüzlerce göktaşı havaya karışmakta-. ayrıca ay'ın çekim alanına kapılanlar da ayda kraterlere sebep olmakta. diğer gezegenler de dünya'nın yaptığı gibi göktaşlarının yörüngesini saptırmakta. güneş de saptırıyor bu arada. yani günde yüzlerce göktaşı çarpıyor aslında.
aynı anda hem paranoyak bir şekilde evrene her an müdahale edebilen bir bilince, müdahilliğin olduğu bir evrene inanıp, hem de müdahillik olmayan bir evrende yaşadığımızı varsayıp matematiksel bir kavram olan ihtimalden bahsetmek ancak teist geri zekalı arkadaşlara yakışırdı zaten. *
daha geçen sene rusya'yı vurup camları kıran meteor ancak yüzyılda bir görülür diyorlar. kim diyor? yüz yıl önce sibirya'nın tepesinde infilak edip binlerce ağacı dümdüz eden meteor hadisesini bilenler. bir de bu işlerin istatistiksel hesabı o kadar kolay değil: mesela piyangoyu, sayısalı tutturma ihtimali 1'e 14 milyon türünden bir hesap kitap var. bir asteroid'in kuşağından çıkıp dünyaya çarpma ihtimali de bu manada milyonlarca da bir ihtimal gibi görülebilir. gelgelelim bu asteroidler den milyonlarca var. çoğunu jüpiter kendi yerçekimi ile üstüne çekiyor, ama arada yine aynı jüpiter'in yerçekimi ile yörüngesinden kaçıp dünyaya isabet edecek asteroidler de her daim mevcuttur. her ne kadar güneş sistemi ilk oluştuğu zamanlardaki kadar azgın değilse de saatli bombalar -veya mayınlar- hala var. tıpkı deprem gibi, sel gibi, yanardağ gibi ya da salgın hastalık gibi; doğa boş durmaz, bizim işimiz kendimizi nasıl koruruz meselesidir.