çeşitli türleri vardır.
1-) tarihi seyri içerisinde, cihat gerçeği ile yanyana duran, işgalci, fetheden, emreden islam ki batının islamın bu yüzü ile tanışmış tüm coğrafyaları ve bu coğrafyaların dünyaya yayılan insanları tarafından algılanan işgalci, hegemonyacı güç. ölü bir islam algısıdır.
2-) kökeni ingilizlerin hindistan, afganistan ve arap yarımadasında yandaş müslüman kabile ve unsurlar kanalıyla yapılandırmaya başladığı, soğuk savaş döneminde ise amerikanın, ingiltereden misyonu devralarak, özellikle ortadoğu islami unsurları üzerinden gerçekleştirdiği antisovyet silahlı yapılanmalar ve bunların teşkil ettiği aşırı dinci islam fraksiyonları
3-) yine soğuk savaş sırasında amerikan kontrolü yerine, özellikle mısır kökenli molların yönlendirmeleri ile sosyalizmin islama yakın olduğuna kanmış, kandırılmış kitleleri yöneten, sovyet uydu diktatörlerinin kontrolünde şekillenen sol söylemli islam ki şu anda bir kanadı filistinde, amerikan yanlısı oluşturulan 2. maddeye dahil kanatla iç savaş halindedir.
işte bu üç farklı islam adı altında gerçekleşen sunni oluşum ve algı şu an hem islam karşıtı algıyı hem de islam yanlısı algıyı yönlendirmektedir.
işte bu gerçek islamdan ayrılmış algılar ve aynı zamanda gerçeklikler ışığında baktığımızda karşıt unsurlar tarafından savaşılan islam da, bizim bu saldırıya karşı olan refleksimiz ile bize ait görerek savunduğumuz islam da aslında gerçek islam, gerçek dinimiz olmamış oluyor.
aynı karanlık gerçeğe hizmet eden bir yanımız beliriyor bu gerçeklerin ışığı altında.
bugün ülkemizdeki tarikatlardan tutun da, iran molla şeriatına, filistin sol veya sağ islami kanatlarına, çeçen mücahitlerinin islam algısına, afganistan taliban islamı ya da karşıt amerikan yanlısı fraksiyonlara, suudi ailesinin kontrolünde olan islamın kalbindeki islam algısına kadar gerçek islamla belki uzaktan alakası olan ama yakından hiçbir alakası olmayan bir islam gerçeği yaşanıyor dünyada.
gerçek islamsa adeta islamın yanlış tezahürlerinin gölgesine mahkum bir halde gerçek inananlarını kucaklıyor.
dünya üzerinde, özgür iradesi ile ibadet edebildiği bir ülkede yaradanına kendi yüreğinin sesini duyurma lüksüne; lüks diyorum, şartlar gerçek islamı yaşama özgürlüğünü lüks haline getirmiştir; sahip nadir milletlerden biri olduğumuz gerçeği önümüzde bu kadar ayan beyan dururken, belli odakların kontrolündeki islam tezahürlerine neden yönelmeye çalışıyoruz anlam veremiyorum. yönelmemizi isteynlerin kimlere hizmet ettiği ortada ama sıradan müslüman halka ne oluyor da bu adamların ardına takılıp, islamın aydınlık yüzüne sırt çevirmeye çalışıyorlar anlamış değilim.
Osmanlı ile islam arasında bir ilişki kurulmak isteniyor.. yadırgamıyorum.keza 600 yıllık tarih sır oldu gitti..ama islam için Osmanlı rol model alınmamalı..rehber arayana kuran, sünnet, icma, kıyas (edille-i şeriyye)..