din açısından bildiğim kadarı; hamile kadınların kıyamet gününün azametinden korkarak çocuklarını düşürecekleri ve o çocukların tümünün düşük olacakları yönündedir. muhtemelen doğamayacak, düşük olacak olan insancıktır. 1-2 gün önceden doğanlar için ise büyük şanssızlıktır denebilecek, en az başlık kadar ilginç hadise. *
bir sürü zahmetten kurtulmuş ama bir cok zevke de nail olamamış insandır!
zahmet : yedi yaşında özgürlük biter ve eğitilmeye başlarsın, ki bu eğitimin sana ilk önce 5* sene sonra biteceği yalanını söylerler, beş sene sonra ohh yine özgürlük derken "orta okula gideceksin" derler, "üç senecik bee nolcak" derler ve yine öğretime ve eğitime (burası meçhul) dönersin özgürlüğüne el sallayarak, sonra? sonra zaten alışmışsındır ne derlerse yaparsın, lise, üniversite*, sonra? sonra iş güç, insanlık tarihinin en zararlı buluşu ve her şeyin başı olan olan paranın ne menem bir bela olduğunu, kazanmak için kıçını yırttığını farkedersin.işte zahmetin açılımı burdadır, kıçını yırtmak! hayatını kıçını yırtarak sürdürebilirsin ancak!
zevk : zevk, işte bunlar için yaşamaya değer! haz aldığın şeyleri yaparak tüm vaktini harcayan insanlara aylak derler bir de, halbuki aylaklık insanı mutlu eden değilmidir yaw! zevk! dünyanın son günü doğan insan seksin hazzını tatma şansına erişemez! seviştikten sonra kumsala inip, denize karşı birasını içerken sigarasından derin bir nefes almanın hazzına varamamış bir insana ben nasıl zevkin ya da aylaklığın ya da umursamaz bir mutluluk içinde bulunmanın anlamını anlatabileyim! yarın ne yapacağını düşünmemektir insana zevkli gelen, insanı mutlu eden! çünkü yarın dediğin an, kelimenin üstündeki pas silinir ve altından çıkan sorumluluk duygusuyla karşılaşırsın! o yüzden plansız programsız yaşamak zevkin gizli anahtarıdır derler ya hep!
velhasıl kelam, son gün dunyaya gelmiş olan insan kaybeder mi kazanır mı? her şey ortadadır efenim!