Ben varken kimsenin üstlenmesini kabul edemeyeceğim vasıf.
Bi kere be amina koyim.
Bi kere ya.
Ne olur yani.
Dünyanın en kötü adami ben miyim de bi turlu isler yolunda gitmiyor.
iddaada 8 maç yapan bu maçlardan birinide basketbol maçı yapan basket maçının sonucununda 78-78 bittiğini öğrenince hasiktir lan diye avaz avaz bağıran kişi.
(bkz: aa bu benim lan)
yunanistanda suyun altına dalan bir dalgıçtır kendisi.
bu şanssız vatandaş suyun altındayken civarda çıkan bir orman yangınını söndürmek için denizden su alan helikopter bu zavallı adamı da götürmüştür.
adamın cesedine rastlanamamıştır haliyle.
ancak bir kaç gün sonra, deniz didik didik arandıktan sonra, orman yangınının çıktığı yer taranırken yanmış vaziyette dalgıç kıyafetleri bulunmuştur..
gerçekten aşık olduğu kadına bunu söylemeyi kendi özgüveni yetmediğinden veya bir takım imkansızlıklar yüzünden asla başaramayan* ve onun çekip gitmesini izleyen adamdır.
bütün talihsizlikleri kendine çekmekte uzmanlaşmış adamdır, hatta direk benimdir. çocukluğumdan başlıyor her şey.
7 aylık doğmuşum. haliyle çok küçüğüm. küvöze koymuşlar beni. uzun süre orada bakıldıktan sonra taburcu edileceğim gün gelmiş çatmış. annem kucağına almış, heyecanlı tabi kadıncağız. o ruh hali ile merdivenlerden inerken ayağı kayar ve yuvarlanmaya başlarız. hastanenin sınırlarından çıkamadan kafam gözüm patlar. tekrar küvözde bakıma alırlar beni.
üniversite kazanılmış, hazırlık sınıfına devam edilmektedir. sınavı kazanmam dolayısı ile dayı kişisi bir kıyak yapmış ve fenerbahçe-galatasaray maçına bilet almıştır. istanbula gidilmişken bir kaç gün kalmadan olunmaz denilerek bir işte çalışılır ve yaklaşık 300 milyon cebe koyulur. istanbula gitmeden bir gün önce arkadaşlarla derslere girilmez batak oynanmaya gidilir. gitmeden önce sallamasına bir iddaa kuponu doldurulur. kupon tutarsa 600 lira civarında para verecektir. o yüzden tutmasına imkan yoktur. * gece arkadaşın evinde yatılacaktır. batak partisi sona erer ve eve doğru tüm ekip yola çıkar. bu esnada iddaa kuponu akla gelir. internet kafeye girilir ve kupon kontrol edilir. bütün maçlar tutmuştur. tek bir maça kalmışınızdır. vermiş olduğunuz takım ilk yarıyı 4-0 önde kapatmıştır ve maçın 50. dakikası oynanmaktadır.
internet kafeden sevinç çığlıkları ile çıkılır. 2 tane büyük rakı, 1 tane viski, 1 tane votka, çiğ köfte, et, kuruyemiş (leblebi falan değil haa, badem, antep fıstığı vs.) gibi bilimum meze istanbul için biriktirdiğiniz para ile dizilir. kim ne isterse alınır. yaklaşık 240 liralık bir harcama yaparsınız. eve doğru yürümeye koyulursunuz. gözünüz sürekli saattedir. maçın bitiminden sonra arkadaşlarınızla önünüze gelen ilk iddaa bayisine girersiniz.
vendetta: şu kuponu tahsil edecektim. **
iddaa makinası ***: biiiipppp.
iddaacı amca: bu kupon tutmamış.
vendetta: nasıl tutmamış? tuttu abi o kupon.
iddaacı amca: bir daha deneyelim.
iddaa makinası: biiipppp.
iddaacı amca: yok ciğerim tutmamış bu.
vendetta: olur mu yaa? bıdı bıdı maçı ne oldu?
iddaacı amca: 4-4 bitti.
vendetta: hasiktir!
ardından istanbula olayın kahramanı arkadaşlara borçlanarak gidilir. ***
okulun bitmesine bir sene kalmış. cv tamamen boş. ulan okul bitmeden bir iki faaliyet yapalım denilerek arayışlara girilir. ardından bir proje yapmaya başlanır. yaklaşık 5 aylık bir çalışma sonucu projeniz ortaya çıkar. beklenilenin çok üstünde bir etki yaratır. gerek akademisyenler, gerek öğrenciler tebrik yağdırmaktadır. dekan da teşekkür etmek için projede görev alan 4 öğrenciyi odasına çağırır. hoş beş muhabbetten sonra dekan projenin derslerimizi etkileyip etkilemediğini sorar. cevabını almak içinde notlarımıza bakmak ister. siteyi açar. herkes öğrenci numarasını ve şifresini söyler. yorumlar yapılır, sıra bana gelir.
dekan: senin öğrenci numaran nedir vendetta?
vendetta: hocam bizlerle çok ilgilisiniz, teşekkürler. ama gerçekten benim derslerimi etkilemedi. bakmamıza gerek yok.
dekan: yok yok olmaz öyle. arkadaşlarına baktım, sana da bakmazsam ayıp olur.
vendetta: olmaz hocam. neden ayıp olsun?
dekan: söyle öğrenci numaranı.
vendetta: 46576544543535354
dekan: şifren?
vendetta: hocam notlarımın hepsi aklımda. ben hepsini söyleyeyim size.
dekan: yok, söyle şifreni geçen senelerdeki notlarına da bakarız hem.
vendetta: ee, kem küm, hocam ben yazsam şifreyi olmaz mı?
dekan: aaa, senin bana güvenin yok mu?
vendetta: var hocam olmaz olur mu?
dekan: o zaman uzatma, şifreni söyle.
vendetta: orosbu.
odadaki 3 proje arkadaşı ve dekanın yüz şekli bir anda değişir. vendetta kızarmaya başlar. yapacak bir şey yoktur. ama helal olsun dekana, şifreyi girip bir şey yokmuş gibi yorum yapmaya çabalamıştır.
okuldan konu açılınca bir de sınav notuma itiraz ediş hikayem vardır. anlattım mı ben onu?