Bugün hava güzel,
Bugün içim içime sığmıyor,
Annemden mektup aldım memlekette gibiyim,
Allah'a şükür karnım tok elimi uzatsam kahve fincanı dudaklarımdadır...
Benim mutsuz çocukluğum, bulanık
Bir asık yüz gölgesinde titreyerek
Baba korkusuyla geçti.
Sevinç bile sert eserdi odalarda
Susmak saygı, gülmek ayıp, izinsiz
Konuşmak en büyük suçtu.
ilkyazımda filizimde dalımda
Çocuk kusurlarımda, çocuk suçlarımda
O rüzgâr yıllarca, yıllarca esti.
Sanki üzerimden yeryüzü geçti
Gövermedi gövermiyor bir türlü
Yüreğimde ezilen yaşama tutkusu
Namluya dayanır yola dalarsın
Duruşun bakışın yaman be Ali
Boşuna tetiği ne kurcalarsın
Var daha ateşe zaman be Ali
Yıllanmış bir çınar pusuluk yerin
Neredeyse gelecek beklediklerin
Var iki atımlık canı kederin
Desene işleri duman be Ali
O'nu sen büyütte söğüt boyunca
Kendini ellere versin o gonca
Sözüne kanmadın bunu duyunca
Gönlündü gözünü yuman be Ali
Geldiler beklenen çiftler ormana
Duruyor iki genç ne hoş yanyana
Bir kurşun kadına bir de çobana
Çınlasın yıllarca orman be Ali
Görünce uzanmış yar kucağına
Boynunu dolamış zülfü bağına
Kurşunu kahpeye atacağına
Kendine çevirdin aman be Ali...
O mavi gözlü bir devdi
Minnacık bir kadın sevdi
Kadının hayali minnacık bir evdi,
Bahçesinde ebruli
Hanımeli açan
Bir ev...
.
.
.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev
Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz
Bahçesinde ebruli
Hanımeli
Açan ev...
Nazım Hikmet
Yarin dudağından getirilmiş bir katre alevdir karanfil..
Gönlüm acısından bunu bildi.
Vurulmuş gibi yer yer,
kızgın kokusundan kelebekler,
gönlüm ona pervane kesildi..
edit: Dünyanın en güzel şiiri amk.