dünyanın en komik fıkrası

entry47 galeri5
    22.
  1. 21.
  2. yaşlı ve zengin bir adamın hepsi birbirinden zeki 3 oğlu varmış. birgün amansız bir hastalıkla yatağa düşen yaşlı adam verasetini açıklamak için oğullarını yanına çağırmış.
    - oğullarım benim vaktim geldi artık, ecel kapıda. ben ölünce tabi ki mallarımın hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarımı bölüşeceksiniz diye birbirinize düşmemeniz için şehrin kadısına gidin. o kadıya benim selamımı söyleyin o size mirasınızı bölüştürür.
    ve adam olur oğulları da babasının isteği üzerine kadıya gitmek için yola düşerler. tabi yeşillik yerlerden, gölden, yağmurdan, çamurdan felan geçerler.
    derken önlerine bi adam çıkar ve bizim 3 biradere sorar;
    - efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mu? der.
    büyük kardeş sorar;
    - tek gözü kör muydu
    adam "evet" der.
    ortanca kardeş sorar;
    - kuyruğu kesik miydi
    adam "evet" der
    küçük kardeş sorar;
    - bir ayağı topal miydi
    adam ona da "evet" der.
    bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler. adam birden sinirlenir. "yaa nasıl olur. hem bütün
    özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiğiniz yerdeki kadıya sizi şikayet
    edeceğim" der.
    biraderlerde "olur gel" derler.
    ve sonunda kadının yanına varırlar, huzuruna çıkarlar. 3 birader der ki;
    - efendim bizim babamız vefat etmeden önce mirası bölüşmemiz için size gelmemizi söylemişti. biz de bu yüzden geldik. kadı devesini kaybeden adama
    döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunları gördüm. onlara devemi gördünüz mu dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan şüpheliyim der.
    kadı biraderlere döner ve sorar:
    - sen nerden bildin tek gözünün kör olduğunu.
    - efendim, yolda gelirken yeşillik yerden getik. baktım ki yeşilliklerin hep bi tarafından yenilmiş öbür tarafına yanaşmamış bile. tek gözünün kör olduğunu oradan anladım.
    - peki sen nerden bildin kuyruğunun kesik olduğunu.
    - efendim, yolda gelirken deve pisliği gördüm. devenin pislikleri hep dağınık düşmüş. halbuki kuyruğu olsaydı hep toplu düşerdi. oradan bildim
    kuyruğunun olmadığını.
    - peki sen nerden bildin bi ayağının topal olduğunu.
    - efendim, gelirken gölden getik. baktım ki devenin 3 ayağının tam izi bir de yarım ayak izi var. tek ayağının topal olduğunu oradan anladım.
    kadı devesini kaybeden adama döner ve "kardeşim bunlar senin deveni görmemişler" der. kadı o adamı gönderir ve düşünür "ulan bunlar benden zeki
    ben bunlara nasıl miras bölüştüreceğim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapı arkasından dinleyeyim bakalım ne konuşuyorlar" diye düşünür ve
    bizim 3 biraderi evine götürür hanımına güzel bi ziyafet hazırlattırır yemek gelir ve kadı "siz yemeğinizi yiyin ben bi yere varıp geleceğim" der ve kapı
    arkasına geçer.
    büyük kardeş der ki;
    - yaa kuzu çok iyiymişte, keşke köpek emmeseydi.
    kadı şaşırır.
    ortanca kardeş der ki;
    - yaa şarap iyiymişte, keşke mezar toprağından yapmasalardı.
    kadı iyice şaşırır.
    küçük kardeş de der ki;
    yaa kadı; iyiymişte, keşke ibne olmasaydı.
    kadı bu lafı duyar duymaz gelenlerin zeki olduğunu düşünerek hemen araştırmaya gider.
    kuzuyu aldığı adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar.
    adamda "kuzunun annesi olduydu ben de kapının önünde yatan köpeğe emzirttim" der.
    daha sonra şarabı aldığı adama gider ve "bu şarabın toprağı nerden" diye sorar. adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlıkta var, ben de
    mezar toprağından yaptım" der.
    kadı "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanına gider ve "anne ben ibne miyim " diye sorar. annesi de "oğlum hatırlamzsın sen
    küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti" der.
    kadı bu şaşkınlıklar içinde bizim 3 biraderin yanına gider ve başlar sormaya.
    büyük kardeşe;
    - söyle bakalım kuzunun köpek emdiğini nerden bildin.
    - nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarında yağ olmaz. ama köpeği emdiği için burada yağ var.
    ortanca kardeşe;
    - söyle bakalım şarabın mezar toprağından olduğunu nerden bildin.
    -nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
    ve küçük kardeşe sorar;
    - söyle bakalım sen benim ibne olduğumu nerden bildin.
    - nerden olacak, ibne olmasan girişe fener bayrağı aşmazdın.
    0 ...
  3. 20.
  4. bir gün kürdün biri elektrik faturası ödemiş.
    9 ...
  5. 19.
  6. bayramda komşusundan kavurma bekleyen ateist.
    0 ...
  7. 18.
  8. Birgün uçakla delileri biryere götürüyorlarmış. Birden uçak sallanmaya başlamış. Pilot sorumlunun çağırılmasını istemiş. Sorumluya sormuş napıyo bu adamlar arkada. Sorumlu demiş ki onbire onbir çift kale maç yapıyorlar. Durdur şunları demiş. Bir süre sonra uçak düzelmiş. Pilot şaşırmış ve kabine gelen sorumluya nasıl yaptığını sormuş. O da demiş ki: kapıyı açtım, çocuklar hadi birazda dışarıda oynayın dedim.
    2 ...
  9. 17.
  10. anlatanı kötüyse hiçbir şeye yaramaz.
    0 ...
  11. 16.
  12. temelle dursun askere gitmişler, temel askerde bitlenmiş. bir süre idare ettiyse de sonunda dayanamamış dursun'a sormuş;

    -dursun ben bitlendim bunlardan kurtulamıyorum sen biliyomusun nasıl kurtulurum bunlardan ?
    dursun;
    -tabi biliyorum eczaneye gidiyorsun ordan bir bit ilacı alıyorsun sonra bitleri tek tek yakalayıp elinde ilaçlayıp öldürüyosun
    bunun üzerine temel dursun'a
    -bitleri tek tek elimle yakaladıktan sonra elimle sıkıp öldürsem olmaz mı demiş
    dursu da
    -olur o da olur demiş.
    2 ...
  13. 15.
  14. ortaokuldaykene toplanın beyler çok komik bi fıkra var anlatayım derdik ve başlardık; bi adam varmış... ölmüş! gülmeyeni anasını sikiyim! ahahahaha sesleri felan ne sikko bi felsefeymiş lan bizimkisi burdan herkesten özür diliyorum küfürler için öptüm.
    1 ...
  15. 14.
  16. 13.
  17. ingiliz Bilim ilerleme Birliği’nin araştırmasında, internet kullanıcılarından en çok beğendikleri espriyi bildirmeleri istendi.

    Araştırmada, 70 ülkeden 40 bin fıkra arasında aşağıdaki birinci seçildi:

    Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
    Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar.
    Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.” Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
    Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?”

    benim yorumum; bu araştırmaya katılan herkesin espri anlayışının içine edeyim. bu mu komik lan?...

    ama iskoçların ki biraz daha bizim fıkralara benziyor mesela şu; “Dedem gibi uykumda ölmek isterim. Yolcuları gibi dehşet içinde bağırarak değil.”

    hani bu bile vasat ama bizim fıkra kültürümüze en yakın olanı buydu bu araştırmaya katılan fıkralar içinde... araştırmanın haberi için; http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/179860.asp
    3 ...
  18. 12.
  19. not : +18'dir.

    Adamın biri motosiklet almış. Satıcı adama bir kutu vazelin hediye ederek "yağmurlu havalarda bunu metallere sür, pas yapmaz" demiş. Adam motorunu göstermek üzere kız arkadaşına gitmiş. Akşama doğru kız "gel seni bize götürüp ailem ile tanıştırayım, hem de akşam yemeği yeriz." demiş. Hemen arkasındanda bir hatırlatmada bulunmuş. "Yalnız dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. Konuşan olursa o bütün bulaşıkları yıkar..." Adam 4 kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken eve girdiklerinde bir de ne görsün dağ taş her yer bulaşık... Uulan bir konuşursak yandık demiş... Yemek yerken aklına "Ben şimdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez." fikri gelmiş. Kızın elini tutmuş, kimseden çıt yok. Bir de öpeyim demiş, Öpmüş gene çıt yok.. Ulan ben bununla bu işi burada pişireyim demiş. Herkesin gözü önünde kızla yatmış ama gene çıt yok.. Adam iyice pişkinliğe vurup yahu bunun anası da güzelmiş deyip onunla da yatmış. Gene çıt yok. Tam bu sırada dışarıda gök gürleyip yağmur yağmaya başlamış. Bizimki motoru paslanmasın diye aldığı vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa fırlamış.

    - "Tamam tamam koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım"
    6 ...
  20. 11.
  21. 10.
  22. işte bi laz varmış çevresindeki herkese "Ben hastayım ben hastayım" demiş. Kimse inanmıyormuş. işte ben hastayım ben ölücem bana bakın filan, eğer demiş ölürsem mezar taşıma böyle yazın. Adam ölmüş mezar taşına yazmışlar : Hastayım dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi?
    5 ...
  23. 9.
  24. bir gün bir sürahi varmış gezerken bardağın birine rastlamış yaw demiş sen olmasan içimi kime dökecektim. hahahaha.
    6 ...
  25. 8.
  26. rte " ne mutlu türküm diyene " demiş.
    7 ...
  27. 7.
  28. mustafa karataş hoca anlatmış kanal7 de aynen yazıyorum.

    -adamın birisi kendini peygamber sanıyormuş. ne yaparsa yapsın doktorlar onu bu düşüncesinden vazgeçirememişler. bakmışlar olmuyor, admı kendi haline bırakmışlar. aradan bir kaç ay geçmiş adam hastaneye dönmüş. haklıymışsınız doktor bey demiş. 'sonunda anladın demek' demiş doktor. 'evet' demiş. 'meğer ben Allah mışım.'

    ve bütün cemaat güler..
    5 ...
  29. 6.
  30. 5.
  31. Bir adam varmış, kaymış düşmüş. (bu söyleyenine göre komik oluyo tabi saçmalamaya meyilli olmanız lazım.)
    1 ...
  32. 4.
  33. fıkra: şimdi size dünyanın en komik fıkrasını anlatacağım: bir öğretmen ve öğrencisiyle ilgilidir.

    bir gün bir öğretmen bir öğrencisini tahtaya kaldırmış.

    çocuğa zor bir soru sormuş

    çocuk zor soruyu bir çırpıda çözmüş.

    bundan gururlanan öğretmen karıştırılma ihtimali için çocuğa demiş ki:

    - benim adım kemal senin adın kemal " bundan sonra senin adın mustafa kemal olsun!!

    + mustafa kemal: ya saçmalama öğretmenim öyle isim mi konulur.

    - bana itiraz mı ediyorsun mustafa kemal ?

    - otur yerine! sözlüne "0" veriyorum!
    7 ...
  34. 3.
  35. Benim ki daha iyi.

    Bir Adam zeytın yemeye bayılıyormus zeytın yemıs bayılmıs
    4 ...
  36. 2.
  37. 1.
  38. iki kadın sessizce oturuyorlarmış. *
    11 ...
© 2025 uludağ sözlük