yurtdisi gezinizden ya da internet siparisi sonrasi aldiginiz ve cillop gibi ambalajindan cikardiginiz o yepisyeni elektronik aletin kokusudur. koklamaya doyamazsiniz, hatta koklamaktan cihazi calistirmak istemezsiniz bile. biraz silikonu andiran bir kokudur bu, hafif ve cok tatlidir.
gecenin köründe, uykunun ayazında uyanıp, mabadı dönmüş sevgiliye sokulup, burnunuzu onun tam 2 kürek kemiğinin ortasına sokup, uyku arası homurdanmalarına aldırmadan, orda olmasının fiziksel varlığına sarmalanıp, kokusunu hissetmek... derin derin içine çekmek... tatlı tatlı uykuya dalmak...rüyaya yüzmek... *
farklıdır, kokuyu alan burundan burna değişir.
sevgilisini göremeyen biri için onun parfumü,
bir anne/babanın gecenin bir yarısı burnuna çektiği ter kokusuna karışmış süt kokusu,
uzakta okuyan çocuğun eve geldiğinde duyduğu poğaca kokusu,
kendini işine vermiş bir öğretmen için tebeşir kokusu,
ve belki de en acıtanı;
bir bünyenin hiç kavuşamadığı sevdiğinin mezarı başına getirdiği çiçeklerin kokusudur.
biri için dünyanın en güzel kokusu, en berbat koku bile olsa sevdiğinin kokusudur. belki bir insan, belki bir hayvan, belki bir eşya ama sevdiğinin kokusudur.