brezilyada çok vardır bunlardan. utanmadan her yıl geleneksel olarak yine o protest danslarını yaparlar. kaşındıklarını ima ederler rio karnavalında, brezilyalı balık etli kadınlar. bir gün çok pis kaşıyacağım sizi haberiniz yok.
sonralıkla, ingiliz futbol taraftarları çok pis kaşınıyor. ulan entellektüel holiganlar. opera izlenir gibi maç mı izlenir?insan arada eller havaya yapar, bağırmayan ibne falan der. size de sıra gelecek bir gün ya, durun bakalım.
özellikle son birkaç dönemde, uluslararası futbol şampiyonalarında denk gelmeye başladım bu kaşınan insan tiplerine. sen kalk, elin gavur ülkesiyle kendi milli takımın maç yaparken, trübünde memelerini aç. oha lan, ben böyle bir terbiyesizlik görmedim. diyarbakırsporla bir hazırlık maçı ayarlayın, gelin burda açın yiyorsa. abi çok mu faşizan oldu ne bu örnek? yok be ruhicim, ne alakası var.
ispanya denen bir ülke var hepimizin bildiği gibi. hani şu boğalarıyla meşhurdur. bu denyolar da, formula 1 monaco ayağındaki gibi, sokağa salarlar üç-beş, allah ne verdiyse boğayı, sonra koşarlar da koşarlar. kiminin kıçına mı girmez boynuzlar, kimini havada taklaya mı zorlamaz. seyreyle gümbürtüyü. şimdi bunlar kaşınmıyor da bizim karadenizli fındık festivali katılımcılarımız mı kaşınıyor?
bu ispanyadan bir diğer kaşınan toplum kesimi de domates savaşı yapanlardır. bunlar hakkında söyleyecek söz bulamıyor, bunları; siz saygıdeğer sözlük arkadaşlarımın insiyatifine havale ediyorum. erotizm katalım biraz yazıya, gerisini siz tahmin edin.
bildiğimiz üzere yine, yeni, yeniden bir arkadaşlık sitesi vakaasıyla karşı karşıyayız. vakaamızın adı, facebook. bu paragrafki kaşınan tiplerimiz, bu bilmem kaçıncı kuşak interaktif arkadaşlık sitesi(netlog, yonja, myspace vs den sonra) aracılığıyla bize notifikeyşınslar yollarlar. işte bu notifikeyşıns yollayan arkadaşlar da çok kaşınıyor, söylemedi demeyin.
işte böyle, bize ayrılan sürenin sonuna geldiğimizi üzülerek söylüyor, haftaya, aynı gün ve aynı saatte yepyeni konular ve konuklarla sizlerle tekrar buluşmayı umuyoruz. bizi kırmayıp buraya kadar geldiği için ercan saatçiye teşekkür ediyoruz.