bakarsın adamın hayatına herşeyi adilik üzerine, özentilik desen onda, karaktersizlik desen onda, söz verip tutmamak onda, yalan onda, kendini beğenmişlik onda ve adam mutlu... aşk hayatı, iş hayatı, sağlığı herşeyi tam, anlarsın ki tükürdüğümün dünyası adelet kelimesinden zerre nasip almamış! ***
gayet doğru bir tespittir. asıl sorun adalet kavramını sadece bu dünyada aramaktadır. kaç kişi gerçekten adil olduğuna inanıyor ki adalet bekliyor birde utanmadan. bazıları da bu suçu yaratıcıya, dine atıp , olsaydı o adalet olurdu gibi saçma cümleler kurabiliyor. ilginç !
ilahi adaleti sorgulamak biraz garip ufacık beyinlerimizle ama zaman zaman cevabını bulmakta zorlandığım sorular var.
acaba din adı altında insanların açlığını mı bahanelendiriyoruz? yoksa dine suç atmak yerine insanları mı suçlamalı; sömürgeler, savaşlar yüzünden mi bu açlık?
bu durumda şunu sormak gerek, dünya nedir? dünya çok soyut bir kavram olarak kalıyor bak. tıpkı adalet gibi. oysa sensin adaletsiz olan. benim adaletsiz olan. peki sen, ben ne yaptık adaletsizce? belki kantin sırasında çok acelen vardı çaktırmadan araya kaynadın. belki birisini çok kıskandın iç geçirdin de nazara geldi. belki annene çok sevdiğin bir yemeği yapması için ısrar edip üzdün. belki bir kişinin kılığına kıyafetine bakıp ön yargıda bulundun. bir tarafta insanlar açlıktan ölüyor, bir tarafta zengin ülkeler sefa sürüyor. peki bizler bilgisayar başında ne yapıyoruz? birçok sivil toplum kuruluşu var afrikaya giden, oraya yardım götüren. ama biz ne yapıyoruz, x kurumuna güven olmaz yardım etcem ama param ya afrika'ya gitmezse..? e sen de git onlarla afrikaya. "yok ya benim daha önemli işlerim var." napalım ulan afrika'yı, ben doydum da afrika mı kaldı diye düşünenlerimiz az mı sanıyorsun? bu devirde durumu kötü olan bir ben varım, herkes kirli çıkı, en fakir benim, adaletini miktiğimin dünyası bana da ver ulan diye düşünenlerimiz kimler? evet dünya gerçekten adaletsiz.
afrikada 10 yaşında bir çocuğun bizim 6 aylık bebeğimizin kilosunda olduğu , politikacılarıN ve erkeklerin çıkardıkları savaşlarda en çok kadınların ve çocukların ölmeleri perişan olmaları bile dünyanın adaletsizliğine yeter... daha neler neler var anlatmaya ne kelimeler ne sözlük yeter.
aynen öyle valla devlet dairelerinde belediye binalarında ak partinin milletvekili akrabaları bilgisayar başında klavyede yazı yazmayı dahi bilmezken 2500 lira maaş ile 9 saat boş boş oturuyorlar ben matbaada 1300 liraya köpek gibi çalışırken bir taraftan bankaya borç ödemeye çalışıyorum işe minibüsle gidecek param olmuyor bazen bisikletimle gidiyorum yoruluyorum kaderin gözü kör olsun amk.
hiç bir zaman da olmadığını gösterir. aslında piç olmayı bile başaramadığımızdandır. işte 3 kuruşa çalışırken arkanıZdan kuyunuzun kazılmasıdır. ama hiç bilgisi olmayan insanların bir mevkide olup size bilgi için danışmasıdır.