bir ülkenin yok olma aşamasında olması için,
sanayi ve bilişim devrimini tam teşekküllü biçimde yaşaması gerekmiyor,
orta çağ avrupasıyla aynı sorunlarla cebelleştiği bir zaman diliminden,
doğrudan apokaliptik çürüme sürecine geçebilir!
orta doğu ülkeleri de, mad max, snowpiercer, The Day After, green soylent gibi filmlerde tasvir edilen vahşi topluluklarla post apokaliptik zamanları yaşıyor. dini, siyasi, toplumsal kurumlar, ekonomik altyapı büsbütün çürümüş.
afrika hala taş devrinde, tarım devrimini bile gerçekleştiremediler,
aradan binlerce sene geçse bile,
sanayi alanında atılımlar gerçekleştirmiş herhangi bir batı ülkesini yakalayamayacaklar.
abd, ulaşım, lojistik, sağlık, şehir planlama, gelir dağılımı konusunda, ab ülkelerinin fersah fersah gerisinde olduğu gibi, çin pentagon yönetimine birçok konuda fark atıyor.
afrika ülkelerinde hala paganizm ve yamyamlık var,
koca kıtaya suriye de bile göremeyeceğiniz manzaralar hakim,
birbiriyle kavgalı olan klanlar, elmas kaçakçıları, insan tacirleri,
masum çocukları ve kadınları kıtır kıtır doğrayıp,
kazanda pişirip yiyor ve yedikleri etin kendilerine ilahi güçler kazandıracağına inanıyorlar.
yani yeryüzünde gerçekleşen toplumsal ve kültürel facialar, insanlık tarihinin sürekli ilerlediğine, devrim ve reform safhalarının hep aynı örüntüyle gerçekleştiğine dair yaygın kanıların hepsini çürütüyor.
bazı toplumlar,
orta çağda,
bazıları taş devrinde,
kimisi on dokuzuncu yüzyıl başlarında kalmaya mahkumken,
batı nın her konuda ilericiliği temsil ettiği ön kabulü de avrupa ve abd yi felakete sürükleyen woke, multiculturalism, diversity akımı ve çin in yükselişiyle geçerliliğini kaybetti.