çok düşündüğüm bir konudur. hem de çok geniş bir alanda.
mesela, bana da ilginç gelen yapmayı düşündüğüm şeyler:
türkiye/istanbul: boğaz köprüsüne tırmanacağım. köprünün kolundaki sağlı-sollu ince demirleri bilirsiniz. bu demilerin birine sağ, diğerine sol ayağımı takacağım. sonra kayacağım aşağıya doğru. (bundan sonrası erotizm içerir) kayarken çükümü açıp boğazanazır işeyeceğim.
avustralya/sydney: opera house'ın tepesine sıçmak gibi bir hayalim var benim a be dostlar. cidden ama, tam tepesine sıçacaksın, bok nereye yuvarlanacak, ne olacak falan. çok merak ediyorum lan.
abd/new york: özgürlük heykeli'nin eline attırmak. evet. harbiden, bu büyük bir hayal küçümsemeyin beni.
mısır/piramitler: bu piramitleri üçgen değil de kare yapabilsem manyak olur bence.
çin/çin seddi: dünyada, çin seddi'nin üzerine yazılacak yazılar ile ilgili espri yapan ne kadar insan evladı var ise, bunların yazılarını bulup, spray ile çin seddi'ne yazacağım. uzaydan görülüyor diye bi de nah yapmış el çizeceğim.
ekşi sözlük: çaylak çaylak on bin entry gireceğim. hepsi de format dışı olacak. mına koycam ortalığın.
rusya: yaşasın amerika diye bağırmayan şerefsiz...
almanya: alman ırkı çok kıytırık bir ırktır diye bağırmayan şerefsiz...
japonya: bunlar insana çok benzeyen şişme karı yapmışlardı di mi?
bunlar şimdilik aklıma gelenler. yoksa neler neler geçiyor kafamdan, amma ve lakin:
yalnız bir insanın durumu elinde hiçbir şeyi olmayan insanının durumundan daha kötüdür dolayısıyla bir zaman sonra yalnızlıktan dolayı sıkıntıya esir kalacak insandır.
lan kıyamet koptu da beni unuttular mı diye düşünebilir de tabi. gökdelenlerin çatısına çıkıp uzaya doğru ashtar commanda hitaben bağrılır "hüoop!! noluyo kuzen, biri baksın buraya beni unuttunuz yav" gibilerinden.
nevizadeye gidip bir o masaya bir öbür masaya oturmak. zira normalde bulunmamakta boş bir masa. gerçi tek başına zevk verir mi? orası meçhul bir durum ama maksat ego tatmin etmek. akjgfksadfka
ayrıca nasıl başlık lan bu çok mantıksız dünya da neden tek başıma kalayım? başka derdim yok bunu mu düşüncem.
- dünyada yemek isteyip de tadamadığınız yiyecekleri tatmak. yalnız o yemekleri bulmak zordur, bulunsa bile ilk günden tüketilmeli.
- son model arabayı alıp tüm dünyayı gezmek.
- sözlüğe girip saçma sapan başlıklar açmak, formata aykırı entry girmek. hatta sözlüğün admini olunup istenilen yapılabilir.
- rte düşmanıysanız tazminat davası gibi bir korkudan uzak istediğiniz gibi hakaret edebilirsiniz. aynı şey başka başkan ve liderler için de geçerli. nasıl olsa kimse yok, anasına sövseniz kimse duymayacak ya, ego tatmini olsun.
- lisanslı windows xp cd'sini alabilir ve orjinal bir işletim sistemi kullanmanın tadını çıkarırsınız. aynı şey oyun ve müzik cd'leri için de geçerli.
- elektrik ve su tüketimi konusunda savurganlık yapın, fatura kaygısı olmadan sömürün. gece ışıkları tüm elektrikli cihazları açık bırakın.
gününü gün etmektir. bir gün beyaz saray da, bir gün çankaya da... ama kendi kendine kalınca bunlarla ego tatmin olamayacaktır muhtemelen. hani avrupa da serbest dolaşım hakkına sahip olamamanın da acısı çıkarılabilirdi. "n'oldu vizesiz filan serbest serbest dolaşıyorum işte!" denilebilirdi ama o da aynı kapıya çıkar. o zaman insan sosyal bir varlık olduğu için kendi genleri üzerinden "insan klonlama" olayına girerdi herhalde...
istemeden zorla gidilecek bir işin olmadığı ama her işinizi kendi kendinize görmenizi gerektirecek tuhaf durum. hem efendi hem kendinin hizmetçisi olma hali. o yüzden bulaşık çamaşır yıkamakla uğraşmamalı, sık sık mekan değiştirilmeli. ama banyo yapılmalı yine de, kendimize saygımızdan. hem hayat sürprizlerle doludur. bir bakarsınız ki gidenler gittikleri gibi zart diye ortaya çıkıvermiş. o yüzden bazı arkadaşların çırılçıplak gezmek konusundaki fikrinde dikkatli olunmalı. *
böyle bir durumda gece sokağa çıkmaya şimdikinden daha çok korkulabilir. tenha karanlık ürkütücü sokaklar..
sonracıma boğaza nazır yalılarda zevk-i sefa içinde yaşanabilir. lakin önünden vapur geçmedikten sonra neye yarar?
çok sinir bozucuyumuş be sözlük!