adaleti sağlayamayan insanlarsa dünya mı suçludur. bu göklerin bu yerin suların ne günahı var. hırs bürümüşse insanın gözünü ve teknoloji adına kanser gibi hastalıkları gibi doğal hayat gidişatında görüyorsa insanlar bunda havanın ne günahı var. silah kaçakçılığı uyuşturucu alıp yürüdüyse çiçeklerin ne günahı var.
adil olmayan insandır.
Dünya'da adeletten söz etmek imkansızdır. Dünya var olduğundan beri insandan çektiği kadar çekmemiştir. Çünkü insan hem cehaleti hemde bilgeliği barındırabilecek yegane varlıktır.
Adeletsizlik her yerdedir. Elbette adalet'de vardır bu dünyada. Ancak terazinin kolu adaletsizlikte ağır basmaktadır.
insan; insana, doğaya, canlılara her zaman tehdit olmuştur. Adaletsizlikte işte bu üç noktada dönmektedir.
1. insanın insana adaletsizliği; Bu konu üzerinden fazla durmaya gerek yoktur. Her şey ortadadır. insanlar yönetenlerin emirleri altında adalet denilen erdemden yoksundurlar. Zaten bireysel anlamda bir adalet ise neredeyse ölmüş durumdadır
2.insanın doğaya karşı adaletsizliği; Aşık veysel'in Benim sadık yarim kara topraktır'da Veysel ''insan eğer doğaya adaletli olursa, doğa da insana adaletli olur'' demiştir. Oysa elin Amerika'lısı binlerce hektarlık ormanlara ''benim can düşmanım yeşil ağaçtır'' düşüncesiyle dalıyor ve sonuç? yine adaletsizlik.
3. insanın hayvanlara karşı adaletsizliği; Kanada'da fok katlimı, Japonya'da Balina, Çin'de kedi-köpek vs. uzar gider bu liste. Oysa hayvanlar insanları olası bir tehdit olarak algılamadıkları sürece asla saldırmaz ve kin beslemezler. Ancak insanın katil ruhu bu canım hayvanları sağ bırakır mı, hayır ezer geçer valla bizim gelişmiş kanada'lılar.
Aslında ne kadar saysamda ne kadar dil döksemde sonuç her zaman aynı olacaktır. Adaletsizlik almış başını, sen sağ ben selamet. Bu kadar adaletsizlik içerisinde adalet arayan insan varsa onunda yapaması gereken tek şey var. Yaşamak! Yaşamak! inadına adaletsizliğe karşı yaşamak.