ekonomik kriz, küresel ısınma, savaşlar, açlık ile boğuşan coğraflayar, petrolun yakın geleceğindeki belirsizlik. kısacası dünyamız lanet bir darboğazdadır ancak bizler tüm düşüncesiliğimizle batan bir geminin içinde olmamıza rağmen kendi odamızın diğerlerinin odasından daha kutsal, daha önemli olduğuna inanmaya devam ediyoruz, başkalarının odasını tehdit ve tehlike olarak algılıyoruz başlıyoruz manyaklar gibi kavga etmeye. şu lanet geminin batıyor olması hiçkimseyi ilgilendirmiyor bu ne kadar aptalca bir durum tahmin bile edemezsiniz. tüm odalar, tüm enerjilerini kendileri üzerinde sönümleyerek yani geminin üzerinde çılgınlar gibi tepinerek harcıyorlar yani geminin daha hızlı batmasına yardımcı oluyorlar. vay canına bu ne düşünceli bir davranış.
sanırım öyküsü şöyledir.
dünyanı dünya yapan öncelikle su olmasıyla beraber bizi çevreleyen bulut diye bileceğimiz fakat ozon katıdir.
ister varoluşçu olun ister maddenin sadece kozmik olaylar neticesinde maddeyi ve dolaylısıyla insanı oluşturduğunu düşünün hatta pagan bile olun hiç önemi yok. asıl olan hepsinin ortak noktası işte şu hikaye.
milyonlarca yıl önce, gök boşluğunda sıcak bir gaz bulutu belirdi. bu bir gerçeklik.
bu bulut, uzun bir gelişme sonunda dünyamız olacak. biz insanlar, acı ve tatlı bütün serüvenlerimizi onun üstünde
yaşayacağız: öykümüz, güneşin parlak ışıkları altında renklenen bu bulutla başlıyor. sıcaklığın bulutumuzdaki
hidrojen ve oksijen bireşimini göğe uçurduğunu varsayıyoruz. yaşamımızın gerçekleşmesi için gereken su kalın bir
bulut halinde dünyamızı çevrelemiş olmalı. yoksa dünyamız soğuyamazdı. bu, öylesine kalın bir buluttu ki güneş
ışınlarının dünyamıza ulaşmasına engel oluyordu. dünyamız karanlıktı, bundan ötürü de soğuması hızlanmıştı.
soğuma, milyonlarca yıl sürmüştür herhalde. isı, kaynama derecesinin altına düştüğü zaman, dünyamızı çevreleyen
bulut sağanaklar halinde boşanmaya başlamıştır. böyle olmasaydı suyu nereden bulabilirdik? dünyamızdaki
boşluklar sularla dolmuştur. yağmurların tuzsuz olduğunu biliyoruz. tuz, okyanuslara, uzun jeolojik çağlar
boyunca kara parçalarından taşınmıştır: insan tohumlarının varlaşabilmesi için tuzlu sular gerekiyordu.
ve görüldüğü gibi felsefede dünyanın suyla ve yaşamsal önem arz eden ozon katıyla tanışmasının tanımı budur.
cern de sürekli patlayan şampayalarla iyice alkol masasına meze olmuştur.
- sağlığına abicimmm.
+ eyvallah güzel kardeşim
- abijim yeminlen şu merkezde senden iyi proton çarpışşştıran yok yanii
+ sen iste a.q bu dünyanınnn
- abijim yani senin oluşturduğun karadeliğe gözüm kapalı girerim )=+
+ basimmi şu tuşa basimmi
- bas a.q bas.
doğu-batı diye bir ayrım olmasaymış ya... hem niye doğu batı ki? şahsen bir aborjin olarak amerika ve türlü avrupalısı gayet doğuda bence. (ne hümanist adamım lan)
kutuplardan basık ekvatordan şişkin geoit şeklindeki etrafı atmosferle kaplı olan insanların yaşam alanı.1/4 ü kara , 3/4 ü deniz le kaplıdır.
atmosferi delinmiştir.bu delik iklim değişikliğine neden olmuş küresel ısınma başlamıştır.küresel ısınma kutuplardaki buzulları eritmeye başlamış deniz seviyesi yükselmiştir.
herşeyde olduğu gibi insanlar dünya nın da canını bezdirmiştir.
otostopçunun galaksi rehberi bu konuya da değinmiştir. rehberin ilk sürümlerinde ilgili bölümde gezegen hakkında zararsız ibaresi bulunmaktayken; daha sonraları bu kısım editlenmiş ve çoğunlukla zararsız olarak düzeltilmiştir.