milyonlarca insan ölür iken, bunlara tarafsız kalmak şöyle dursun, düşünememek ve bir değer yargısını oluşturamamak ki, değersizlikten olmalı, bu insanlara neden saygı duyulacakmış?
en basit olarak örnekleyeceğimiz japonya felaketinde, ülkemiz spor organizasyonlarında bir saygı duruşunu akıl edemeyen ve organizasyona koyamayan zihniyete, ağzımı bozmamak için kendimi zor tutuyorum.
saygı der iken; bu kavramın bizde ne kadar dejenere olduğunu gözler önüne seren bir açıklama. saygı duyulacak insan, önce insanlık vecibelerini yerine getirmesi lazım gelir. insanlık demek; ot gibi ya da taş gibi yaşamak ise bu insan saygıyı hak etmez.
dünya şekillenirken insanlar batman le, örümcek adam la, facebook la ve daha nice şeylerle uyutuldu uyutuluyor. insanlar siyasetten uzaklaştırılıyor ana, babalar ''aman oğlum karışma'' diyor neden çünkü kendileri yaşadılar 70 te 80 de, bezdirildiler.aref i, sefa yı sorsan herkes bilir ama libya da ne oluyor diye sorsan kimse bilemez.ama bu insanların suçu değil, bizi popüler kültürle transa sokanların suçu.
empati yapmamız gerekir ise; o kanal sahibi biz olsak, halkın cehaleti ve değer yargılarındaki deformasyon neticesi bizde aynı yayın kalitesine (kalitesizliğine) devam ederiz.
örn; kanal99 un şu anki durumunu bilmiyorum ama, avrasya-kanaltürk-skytürk-halktv vb muhalif-alternatif düşüncede yayın yapan kanalların reyting-reklam vb. sıkıntıların asıl sebebi seyircilerin vurdum duymazlığı değil mi?
acun ılıcalı denen zatın şu sıralar yapmaya çalıştığıdır. ne güzel ya. adam senaryoyu kendisi yazıyor. yanında tiyatro yeteneği yüksek bir kaç maymun var. onlar da bir güzel oynuyorlar bu oyunu. bizim türk halkı da ağzı açık izliyor. uyumayın, uyutulmayın.
uludağ sözlükte zekice açılan başlıklarında var olduğunu gösteren entyr'dir.
not:AB denen topluluk ortadoğuyu işgale başlamış. Japonyada nükleer patlama olmuş.Türkiye seçime gidiyor. Apo denen soytarı, ibne için yeni ev çıkma planları yapılıyor. Bunlar Nihat Doğan'dan daha önemli değildir.
izlemek istemesenizde gazete, TV , radyo dahil heryerde gözünüze gözünüze sokulan yarışmadır.
not:hepimiz Nihat doğanız diye bağırmamız, an meselesidir.
işin garibi, işletme okuyan son sınıf bir öğrenci, staj için gelmiş olduğu şirketimizde arap-afrika coğrafyasında yaşanan bu insanlık dramlarına ''her şeyi abd-ab den bilmeyin. oradaki halk demokrasi mücadelesi yapıyor. her şeyi enerji-silah vb küresel sermayenin finans ettiği emperyal ülkelerin siyasetçileri tarafından gizli operasyon sanıyorsunuz. hele sivil itaatsizlik ve eylemleri destekleyen ve finansörlüğünü yapan uluslar arsı çeşitli örgütler tamamen demokrasi için çalışıyor'' demez mi?
hele ki ırak-afganistan için; ''olması gerekli bir yapılanma, demokrasi için yaşanan acılar'' diye tarif etmezmi? sıcak nescafeyi bir yudumda içip masadan kalktım. hala damağım yanıyor.
ülke olarak birde bedava kömür-yeşil kart-ramazan kolisi-çekyat-buzdolabı ile beslenen seçmen kitlesi düşünülür ise olası bir krizde toplum olarak gösterecek tepkimiz olmayacak. bu bilinç üniversiteli insanlarda yok. cahil insanlarımızda nasıl olsun.
bu durumdan ne acun suçludur ne tv kanalları. tek suçlu koyun sürüsü olup güdülmeyi seçmiş, cehaletinin beşiğinde tıngır mıngır sallanırken uyumayı, sızlanmayı, acıyı sevmiş halkındır. aynen böyle başa böyle tarak sözündeki durumdur. her uyutuluşundan sonra bir yerlerine giren birşeylerin acısını unutuveren balık hafızalının hiç mi suçu yok? uyan ey halkım çok geç olmadan...