yerel seçimler nedeniyle çok değerli medyamız pek ilgi göstermese de;
ulusal ve uluslararası çevre örgütlerinin büyük baskıları sonucu avustralya hükümeti'nce açılan davada, uluslararası adalet divanı; ticari amaçlarla yapılan balina avının yanı sıra 'bilimsel araştırma adı altında' yapılan balina avının da dünya genelinde yasaklandığını açıkladı.
birleşmiş milletlerin yargı organı olan uluslararası adalet divanı kararlarının önemli bir özelliği, bağlayıcı nitelik taşıması ve temyiz edilemiyor olması, zira dünyada daha üst bir mahkeme bulunmuyor. bu nedenle, karar açıklandıktan hemen sonra yürürlüğe giriyor ve 1 nisan 2014 itibarı ile de geçerli.
uluslararası hayvanları koruma toplulukları başkanı claire bass, bu karara japonya'nın saygı duyması gerektiğini söylerken, kimi japon yetkililer, bunun mümkün olamayacağını zira balina etinin japon mutfağının, dolayısı ile japon kültürü'nün bir parçası olduğu yönündeki görüşlerini dile getiriyorlar.
her ne kadar japonya gibi kimi uzakdoğu ülkelerinde etinden de yararlanılıyor olsa, balina yağı; ruj imalatı başta olmak üzere kozmetik endüstrisinin başlıca hammaddelerinden birini oluşturuyor ve o güzel hayvanların ticari değerleri asıl bundan kaynaklanıyor.
2010 yılında danimarka'nın ticari avlanmayı durdurmasından sonra günümüzde, dünyada balina avı yapan 3 ülke bulunuyor. bunlar, japonya, izlanda ve norveç. bu ülkeler, 'bilimsel araştırma yapılıyor' bahanesiyle avlanmaya devam ediyorlar. aslına bakılırsa diğer iki ülkenin yıllık toplam avlanma değerleri japonya'nın sadece 1/8 'i kadar. çevre bilimciler tarafından da desteklenen uluslararası çevre örgütlerinin raporlarına göre, 1988 yılından bu yana, japonya'nın yaklaşık 10 bin balina avı gerçekleştirdiği anlaşılıyor.
çevre bilimciler, dünya denizlerinde tüm türleriyle birlikte yaşayan balina sayısının 5 milyon kadar olduğunu, bunlardan ticari anlamda avlanmaya değer nitelikte olanların ise yalnızca 150 bin civarında bulunduğunu belirtiyorlar.
