klişedir; her ülke iktidarı, belli bir sürecin ve başarının sonunda, hayallerini geliştirmeye başlar, oldukça beşeri ve doğaya uygun bir mevzuattır. örneğin atatürk, nutukta "tek dünya devleti ve dini fikri kulağa tatlı geliyor doğrusu" demiştir, ancak bu kendisine o zamanlar ütopya gibi geliyordu ve bu hayaline yoğunlaşma şansı olmadan öldü. fidel castro'ya bakın, dünyaya sosyalizm gelmesini hayal eder. dünyada olup bitenlerin bütünü, bu iktidar sahiplerinin hayallerinin sürekli olarak gelişmesinden ibarettir. toplumların ne düşüneceğine, ne yapacağına, ne olacağına bu kişiler karar verir. toplumların gidişatını etkilemede; düşünürlerin, sosyologların, bilim adamlarının tavsiyelerini uygulamada önderlik ederler. ellerindeki konum, şart ve imkanlar dahilinde hayallerini gerçekleştirmeyi hedeflerler.
dünyanın bugünkü haline bakıldığında, abddeki ekonomi imparatorluğu, dünya iktidarı halini almıştır. ülkelerde ne olup ne biteceği bu imparatorlukça belirlenir. hayalleri ise, tıpkı atatürkün aklından geçen şey gibi, dünyaya tek bir din ve tek devlet anlayışını getirmektir. kim olursa olsun, kapitalist bir sistemde hedefleyebileceği en iyi hedef budur. çünkü dünya kapitalist bir sistemde ilerlemekte iken aniden sosyalizm getiremezsiniz, getirebilmeniz için her şeyden önce dünyaya hükmetmeniz gerekir. tüm ekonomik hareket ve askeri güç sadece kendi kontrolünüz altında olmalıdır.
şimdi açıkçası ekonomi imparatorluğunun sosyalizmle ilgilenip ilgilenmediği bilinmiyor ancak tek bir din ve tek devlet yaratmayı hedeflediklerini gayet iyi biliyoruz. peki bu ekonomi imparatorluğunun türkiye hakkındaki fikri nedir? fikir gayet açık, türkiyenin tarikat liderlerince hükmedilen bir ülke olmasını hedefliyorlar. komşu ülkelerin de benzer hallere sokulup, ortadoğuya hükmetmek için bu birkaç müslüman devlet adamlarıyla ortadoğudaki hakimiyeti kolaylaştırmanın peşindeler. tüm bunlar tamamlandığında, asya birliği kurulacak ve türkiye de bu birliğin dahilinde olacak. dikkatinizi çektiyse, türkiyedeki önemli karteller rte hükümetinde satılmıştır. peki neden rte? ( ) bir de bu rtenin kankası var; fethullah gülen. fethullah abinin türkiyede konuşlanmış, sinsice bekleyen bir sürü yoldaşı bulunmakta. bu yoldaşların büyük bölümü de, devletin önemli kademelerine yerleşmiş vaziyette. hatırlarsanız, ilker başbuğun ağlama duvarında resmini çeken astsubay kimin adamı olabilir? yaşar büyükanıtın yahudi olduğuna dair ifşaatlar kime ait? ( )
ekonomi imparatorluğunun türkiyedeki tek sıkıntısı, şu atatürkçüler, sosyalistler, komünistler ve bilhassa da tskyı korumaya çalışan komutanlardır. son zamanlarda ergenekon diye bir zerzevat çıktı ortaya. ne zaman televizyona baksam hep komutanlar açığa alınıyor, haklarında soruşturmalar açılıyor, telefonları kayıt altına alınıyor, yahudi oldukları iddia ediliyor. şimdi bugün haberlerde gördüğüm şu olaya bakalım ve bağlayalım:
karadayi: karayalçin encümen-i daniş üyesi
org. karadayının internete düşen yeni ses kaydında ergenekon soruşturması kapsamında gündeme gelen encümen-i daniş üyeleri deşifre ediliyor. karadayı'nın kendisini de saydığı üyeler arasında daha önce gündeme gelmeyen bir isim de bulunuyor: chp'nin ankara büyükşehir adayı murat karayalçın.
söz konusu kayıtta encümen-i daniş'i oluşturan emekli generaller ile emekli büyükelçileri sayan karadayı, aralarındaki siyasetçileri ise şöyle sıralıyor: "girmek kolay değil oraya. bir kişi el kaldırmasa giremez. fethi çelikbaş var, eski başbakan, meclis başkanı, başbakanlık da yaptı... bülent ulusu var. murat karayalçın var, ondan sonra ilter türkmen var, mustafa aysan var, oğuz gökmen var, yani bunlar eski milletvekilleri. sefa reisoğlu var. kamuran evliyaoğlu var, 8 tane bakan var, bunlar hep eski bakanlardan. necmettin karaduman var, eski meclis başkanı."
benin anladığım, encümen-i daniş türkiyedeki laik demokrat rejimin ve milli bütünlüğün korunmasından yana olan atatürkçü bir hareket. bu yüzden habire haklarında soruşturma açılıp duruluyor. yıpratılmaya ve suçlulaştırılmaya çalışılıyorlar. bu suçlulaştırma sürecinde ciain, mit ile bir çalışma yürüttüğü aşikar. öyle ya da böyle bu atatürkçü hareket ve düşüncelerin bütününün kökü kazınmaya çalışılıyor ki türkiyeye islami bir rejim getirilebilinsin.
şimdi akla gelen bir diğer soru var: peki tek dünya devleti ve dininin uygulanması nasıl olacak, bilhassa müslüman toplumlar nasıl olacak da ekonomi imparatorlarının belirlediği dini benimseyecek?
çok basit, islami rejim getireceksiniz, insanları örteceksiniz, recm cezasını yasallaştıracaksınız, kurmadan birkaç tane tarikat liderine cia ofislerinde hazırlanan vaazlar verdirecek ve toplumlarda ciddi sıkıntılar yaratacaksınız. içki içenleri kırbaçlayacaksınız, başı açık kadını döveceksiniz ve bu aşamalar sınırlarını zorlayarak gelişmeye başlayacak. bir süre sonra iltica başlayacak, insanlık kaçacak delik aramaya başlayacak ve dinlerinden soğuyacaklar. insanlık bir şekilde bu durumdan kurtarılmayı bekleyecek ve tam bu sırada sotede bekleyen ekonomi imparatorlarının bir mesihi ülkenizde devrim yapacak ve tüm bu rejimden gelen sıkıntılar sonsuza dek bitecek. toplumlar bu ekonomi imparatorlarına tapacaklar, sevecekler ve destekleyecekler. bu sırada yeni bir dinin inşası yavaş yavaş başlayacak. insanlık bu dinden kaçmak yerine, kitabını talep edecekler tüm insanlığın vücutlarına güvenlikleri adı altında çip takılacak ve bu çip sayesinde insanların devletlerine karşı akıllı uslu durmaları sağlanacak. böylelikle dinlerle yaşamayan insanlığın belli bir dine inandırılması gerekliliği de ortadan kalkmış olacak çünkü vücutlarındaki çip 24 saat izlenmelerini sağlayacak. dinci ve dinci olmayan toplumların tümü iki din tarafından kontrol edilir hale gelmiş olacak: tekno totaliter din ve ilahi din
"insanlar nasıl olacak da vücutlarına çip takılmasına müsaade edecek?"
müsaade etmek değil de, çip takılmasını talep edecek hale getirilecekler.
o da çok basit; televizyona bir kaç tiyatrocuyu çıkartıp çip taktırdıklarını ve artık güvende hissettiklerini söylettirecekler. sonra bir kaç çocuk okullarından alınıp kaçırılacak ve bu olay basına yansıtılacak. bu olaylar dizesi ciddi bir şekilde devam edecek. toplumlara büyük bir korku salınacak, travmalar yaratılacak. güvenlikten sorumlu kurumlar televizyonlara çıkıp "çocuklarınızda çip olsaydı elle koymuş gibi bulurduk" diyecek. derken çip taktırmak için sıraya girenlerin oluşturduğu kuyruklarda izdeamlar bile yaşanacak. toplumun büyük bölümünde çip olması bu yolla sağlandıktan sonra, çipi olanlar çipi olmayanlara bunu tavsiye edecek. en fazla 5 yıllık bir süreçte bu büyük bir hızla yayılacak. sonrası malum, çip taktırılması kanuni bir zorunluluk haline getirilecek. çipsiz insanlar hüviyetsiz(nüfus cüzdansız) sayılmaya başlanacak ve herkeste çip olacak...