türkiye aranır,bulduktan sonra kıtalar üzerinde keşfe çıkılır. 'dnepropetrovsk diye yer mi olur amk söyleyene kadar bakkala gidip gelirim ahahah' ve türevleri cümleler kurulur.şehir bulmaca oyunları vesaire yapılır.
jelibon yiyip vietnam'la abd'nin mesnetsiz uzaklığına bakıp kafada bir şeyleri oturtmaya çalışmak. ha bir de bering boğazı varken neden küba ve türkiye'ye füze konuşlandırıldığını merak etmek. yine de "küba candır." deyip jelibon yiyerek afrika'ya gelmek. ergenken sosyalist olma gayretinin bünyede bıraktığı etkiler sanırım.
küçük yaşlarda, büyük ölçekli haritalarda türkiyeyi gördüğümden, elime geçen ilk küçük ölçekli dünya haritasında "bu ne lan, bizim topraklar minnacık, hani çok yer kaplıyorduk" gibi bir tepki vermek. o hayal kırıklığını atlatana kadar baya uğraştım.
gözlerimi kapatıp rast gele bir noktaya parmağı koymak ve ardından heyecan yapıp neresi neresi diye bakmak.
mistik bir şeyler olacağına inanıorum her seferinde.