hemen hemen tüm filozofların sorguladığı durumdur. deneyin ve duyumların bilinenlerin kaynağı olduğunu savunanlar da vardır, idealar evreni oluşturanlar da. bilgi felsefesinin sanat felsefesinin ve din felsefesinin hatta varlık felsefesinin alanına girer. her filozof kendince cevaplamaya çalışmıştır. ama felsefede önemli olan cevaplar değil sorular olduğundan ne kadar yanıt alınsa da sorulmaya devam edilmesi gereken sorulardandır.
konu hakkında bir fikir vermesi açısından aldous huxley-algı kapıları tavsiye edilir.
mevcut duyu organlarımıza göre, genelde başka türlü algılama şansımız olmadığından, yanıtı bilinemeyecek sorudur. ancak, daltonizm denilen renk körlüğünde, renkler farklı algılanır. bu durumda, çevre algısı, en azından renk boyutunda "normal" gözlere sahip insanların algılamasından farklıdır.
görelik kuramına göre şöyle cevaplanabilecek soru:
dünya onu yorumlayabilen her kişiye göre faklıdır
aslında aldı farklılığın ta kendisidir
ve her an kendini göstermeye devam etmektedir.
yani bizim algımızın diğerleri ile aynı ya da benzer oldğu sürece pek bir önemi yoktur ama eğer diğerlerinden farklı bir algıya sahipseniz ya doğa üstü saçmalıkları size bahşedilmiştir,
ya da delisinizdir hasta da diyebiliriz
tabi
bunlar duruma göre değişmekle birlikte
katkısı sorgulanabilir
yani kendimizden şüphe edebiliriz ama dünyanın hızını ölçmek içn onu birşeyle karşılaştırmamız lazım
ya da bazen çok farklı şeylerin bir sentezini yaparız gözümüz ya da ölçüm aletimiz dünyanın diğer cisimciklere göre değişen şeyleri
çünkü fark etmenin temeli aynı değişimdir.
hiç değişmeyen birşeyi fark edemezsiniz.