John Locke'un dile getirdiği sorunsaldır. Renk,koku,tat ya da ses gibi izlenimlerin kendilerinde bulunan gerçek özellikleri yansıtmadığını,dışsal özelliklerin duyularımız üzerindeki etkisini yansıttığını savunur. Mesela ben ağacı yeşil görüyorum ama acaba yeşil mi? Bir hayvan da onu yeşil mi görüyor?
mevcut duyu organlarımıza göre, genelde başka türlü algılama şansımız olmadığından, yanıtı bilinemeyecek sorudur. ancak, daltonizm denilen renk körlüğünde, renkler farklı algılanır. bu durumda, çevre algısı, en azından renk boyutunda "normal" gözlere sahip insanların algılamasından farklıdır.
görelik kuramına göre şöyle cevaplanabilecek soru:
dünya onu yorumlayabilen her kişiye göre faklıdır
aslında aldı farklılığın ta kendisidir
ve her an kendini göstermeye devam etmektedir.
yani bizim algımızın diğerleri ile aynı ya da benzer oldğu sürece pek bir önemi yoktur ama eğer diğerlerinden farklı bir algıya sahipseniz ya doğa üstü saçmalıkları size bahşedilmiştir,
ya da delisinizdir hasta da diyebiliriz
tabi
bunlar duruma göre değişmekle birlikte
katkısı sorgulanabilir
yani kendimizden şüphe edebiliriz ama dünyanın hızını ölçmek içn onu birşeyle karşılaştırmamız lazım
ya da bazen çok farklı şeylerin bir sentezini yaparız gözümüz ya da ölçüm aletimiz dünyanın diğer cisimciklere göre değişen şeyleri
çünkü fark etmenin temeli aynı değişimdir.
hiç değişmeyen birşeyi fark edemezsiniz.
cevabı olumsuz olması gereken hededir. dünya bizim algıladığımız gibi değildir tabi ki. bizden başka yaşayan canlıların bile olduğunu ve hayatlarımızın, yaşantılarımızın kesişmediği bir düzende olduğumuzu bile varsayarsak, gözümüze görme eyleminin bir kısmının verildiğini farkedebilirsiniz. bir oyunun demosu gibi düşünün, oyunu satın aldığınız zaman oyunun tüm özelliklerini kullanabilirsiniz. bu da bir oyun, bir deneme süreci, görmek için gözler var ve bizim oyunu almaya paramız yeterse-o kadar para biriktirmeyi başarabilirsek- oyunun tamamını görebiliriz.