ağlayarak uyandım tek hatırladığım diye devam eden bir emre aydın şarkısıdır. bazen rüyalarımızda görürüz gerçek hayatta görmekten kaçtıklarımızı. bazen yapılan hatadan kaçmak istediğimizdendir bazense terkedilmiş dahi olsak kaçarız işte. unuttuğumuzu etraftakilere inandırdıktan bir süre sonra kendimizide inandırırız yada öyle sanarız işte. bastırılmış duyguların ve bilinç altının muhteşem bir kurguyla sunduğu rüyamızdan nasıl uyandığımızsa değişkenlik gösteren bir durumdur. bazen bir anı canlanır bazense kaçma kovalamalar. bir satranç tahtasında piyonken üzerinize doğru gelen fil olabilir kaçtığınız kişi ve birden sahilde bulabilirsiniz kendinizi. veya bir sinema salonunda başlayan herşey bir anda bir kabusa dönüşebilir. önemli olan bastırmamaktır çünkü bir yerden patlaması zorunldur. fizikende ruhende.
dün gece seni rüyamda gördüm yine. zaten son bir yıldır gördüğüm için alıştım artık. görmediğim zamanlar bir gariplik hissediyorum.
mutsuz muyum, hayır. hem mutluyum hem de hayal kırıklığı hissediyorum. biliyorum ki düşümde yapabildiğim şeyleri gerçekte yapamayacağım. ama uyandığım anki halimi kimse bilemez. bilmek de isteemezsiniz zaten.
yoldan geçen her adamın seni sevmeye hakkı var, onlar da sana aşık olabilirler, bu nedenle senle geçirdiğim her dakika vicdan azabı çekiyorum. ama onların seni sevmeye hakkı olduğu gibi benim de senin beni sevmeni istemeye hakkım var.
ergenlik böyle işte. ama mutluyum. yanında olmak, acı çekmek bile güzel... ve biliyorum ki senin benim gözyaşlarımı sildildiğin an, ben daha çok ağlayacağım. çünkü senin önünde acı çekmek ve senden dolayı acı çekmek bana mutluluk veriyor.
seni herkes sevebilir ama onların seni sevdiği kadar senin de beni sevmeni istemem gayet doğal...
dün gece seni rüyamda görmek için önce gözlerini hayal ettim, bakışlarını sonra, ellerini düşündüm, ama hepsinden çok gülümsemeni, gülümsedim ben de belli belirsiz odanın karanlığında, yanımdaydın yine, başını ellerine koymuş yüzüme bakıyordun önünde duran masaya yaslanarak, ne anlatıyordum bilmiyorum, sen ordaydın işte, dinliyordun, kalman için daha uzun hikayeler düşündüm, ne çok şey anlattım hatırlamadığım, uyandım sonra, rüyamda mıydın, hayalim miydi bilmiyorum, ne önemi var ki, oradaydın ya işte.
uzun zamandır cinsel gücü arttırıcı ürün raklamlarından başka mail almayan gelen kutusunda tanıdık gelen bir adresten mail gelmiştir. kutunun üzerine tıklanması ile mail açılır ve anlaşılır ki eski sevgiliden bir mail: seni rüyamda gördüm dün. inanıp inanmamak arasında kararsız kalınmışken, şöyle bir cevap yazmak üzerine düşünülür: sen beni artık anca rüyanda görürsün.*
bunu birine söylerken dikkat etmek gerekir. karşınızdaki kişinin kim olduğu önemli değildir. arkadaş, sevgili, bakkal... bilinç altında kişiyi nasıl değerlendirdiğiniz çıkarsamasını yapabilir hemen. o yüzden anlatırken süslemek ve değiştirmek iyi olur.
dün gece rüyamda gördüm seni..
neden geldin, ne işin vardı yıllar sonra..
hiç de düşünmüyordum seni, aklımın ucunda bile değildi gözlerin..
sevmiyordum artık mis kokan tenini, müptelası değildim artık gülüşünün..
ne işin var, niye girdin rüyama..
...
özledim..
herşeyini özledim aslında..
hem gülüşünü, hem yemyeşil gözlerini..
misler gibi kokuşlu o tenini..
ama sen yine de girme artık rüyalarıma..
altüst etme ruhumu, bedenimi..
...
sanki uyanmamış gibiyim dünden beri..
her gözümü kapattığımda yanımdasın, gülümsüyor gözlerin..
girme bi daha rüyama, bırak beni artık yanlız yarınlarıma..