bir tane kızım oluyordu. annesi ortalıklarda yok. elime veriyorlar bebeği. etrafta akrabalarım da bana diyor ki; adı ne bebeğin. bende acele ve şaşkınlıkla kızımın adını istanbul koyuyorum. en büyük sorun şu ki annesi kim tanımıyorum. Bende baba olacak olgunlukta değilim. Rüyada da napacam ben diye kara kara düşünüyordum. Sabah kalktığımda oh be rüyaymış dedim. Rüyanın şoku hala geçmedi.
(bkz: sevgiliye söylenen yalanlar)
-ee nasıl bişeydi anlat bakiyim.
-Tam hatırlayamıyorum ama ikimiz Ormanda kaybolmuştuk.
Sevgilinin dikkati o an çekilmiştir.
Erkin Koray'in o ne be dedirten sarkisi Hare Krishna nin ilk dizesidir.
Dun gece bir ruya gordum..hayirdir insallah diye baslar..guzeldir dinlenmelidir.
dik merdivenlerin en üst basamağındaydım..paldır küldür aşağı düştüm.gözlerine.ışık yüzünden, yüzünü tam seçemediğimin, gözlerinin tam içine.sonra plak olmayan o evde, plaktan "lonely people" diye bir şarkı çalmaya başladı,cızırtılı...sonradan çok araştırdım bulamadım.o isimdeki şarkıların hiçbirine benzemiyordu.ben bestelemiş olamazdım.niye ingilizce olsundu ki? peki ama kız yabancı olabilir miydi???belki biliçaltında, onun da anlayabileceği bir dili seçmiş olabilir miydim?
..kurgulamaların ve kurcalamaların hepsi boşuna.uyandım.
oran burdan arak sahneler, kötü hikaye, vasat oyunculuklar, sıfır kalite izlemek için birebir. bir tek emre kınay'ın oyunculuğu iyi gibi. bir de sürekli "benim annem, güzel annem.." melodisini duymak iyice sıkıyor...
-mahmut abi akşam bi rüya gördüm olmaz olsun ole rüya
-anlat bakalım nasıl bi rüyamış bu mülayimcim
-abi senin hatunu çok fena s.kiyodum
-olsun mülayim rüyalar tersine çıkarmış kanıtlanmış oldu
-lan!??
-dün gece rüyamda seni gördüm
-!?
-var mı
-ne
-dün gece rüy... var mı
-film mi o
-yani
uzun ugraslar sonunda anlattıktan sonra tezgahı karıştırır, yoktur.
her ne kadar emre kınay rolünü oynadığı rolün hassasiyetine göre sap görünüşte kalsa da filmin en iyi rol yapan oyuncusudur. -tak mi desek yoksa?-
izlense de olur.- izleyin demem bak illa.-
iç daraltan film.
hele bir de sinemada izlediyseniz. ortam zaten karanlık, sıkış tıkış. bir de mesaj vermeye çalışıp bir şeyler anlatamayan bir şeyler dönüyor ekranda. oyh.
esas kız çocukluk tramvası geçirmiş falan filan. sallanan lamba bile vardı yemin olsun.--yok muydu yoksa? neyse -
hani klişe olur da bu kadar mı olur?
(bkz: ruyada eski sevgiliyi görmek)
sonucunda bu cümleyi söylediğin kişilerin "keşke görmeseydin, başladık yine." yorumlarına maruz kalacak cümleciktir.
-dün gece bir rüya gördüm kız.
+anlatsana oğlum?
-şimdi rüyamda ikimiziz sadece, benim elimde bıçak vardı.
+ee sonra ne oldu?
-senin elinde de silah vardı.
+yaaa seni öldürmedim dimi.
-hayır, hayır şimdi sende silah varya bende de bıçak sen sıkıyordun ben sokuyordum. sen sıktıkça ben bir daha sokuyordum öle işte.
+hee iyiymiş iyi.
hollywood'da aktörler bir doktor rölünü canlandırmadan önce aylar süren eğitimlerden geçerken bu filmde pelin ablamız * bir flütü çalamamaktadır, ona bile dublaj koydurtmuştur. yanlış notalara basmaktadır üstelik.
(bkz: yuh artık)