yukardaki şarkının geçen yıl kazanamadığı bir yarışmada asla şansı olmayan şarkıdır. işte yukarda sesse ses, güzellikse güzellik, sahne şovuysa sahne şovu var ama bi boka yaramadı..
jöleli kafa, craig david sakalı, taşlanmış kot ve beyaz çakma nike ayakkabılarla doğan görünümlü şahinin önünde poz veren adamların fotoğraflarının çevresine parıltılı yazılarla yazdıkları sözler gibi bir isme sahip şarkıdır. şarkının genelinin berbat olmasının dışında, bu şarkıda, daha önce birkaç kez yaptığımız hataya yine düşmüşüzdür. dijital ortamda yapılmış techno ritmler ilerlerken bir anda araya "türk ezgileri" sokmak adına kaval, ney falan giriyor. tam o noktada sıçıyor ve gurbetçilerimizin oyları sayesinde sondan 2. oluyoruz. yapmayınız efendim... ne zaman öğreneceğiz eurovision'a diğer ülkeler gibi deneysel gruplar gönderip eurovision'un müzikle bir ilgisi olmadığını anladığımızı çaktırmayı?
türkçedeki, "ulan allahsız, ölüyorum bitiyorum lan, çıldırıyorum lan ismini duyunca, iki gram gör lan beni" deyiminin ingilizcedeki karşılığıdır. ingiliz dilinin, türkçe karşısında aciz kaldığının bir kanıtı dahadır.
söz hadise müzik sinan akçil'e ait örovizyon şarkımız.
çerez bir şarkıdır, lakin amaca yönelik ve son yıllarda iyice saçma sapan bir hal alan bu yarışmaya uygundur. ancak şarkıyla ilgili bir kaç rötuş lazımdır. örneğin altyapısı biraz daha kuvvetlendirilmeli, darbuka, bağlama gibi etnik sazlarla desteklenmeli, vurmaliılar daha fazla duyulmalıdır.
şarkıcıya gelinceee..o'na da çerez denebilir aslında, yazının bütünlüğünün bozulmaması için yani, maşallah çıtır çerez gibi zaten kendisi eksik olmasın..bu yarışma için biçilmiş kaftandı zaten ve sonunda seçildi. yılbaşı gecesi gördüğümüz kadarıyla gayet hoş oryantal figürlerle süsledi şarkıyı, yakıştırıyorda valla, belli ki kabiliyet var ama biraz daha kıvrak olsa daha iyi olur..mesela bi dansözden* kurs alsa hiç fena olmaz..zaten fazlasıyla mevcut olan güzelliği ve sempatikliğini hoş bir kıyafet seçimi* ve sağlam bir sahne şovuyla desteklediği takdirde işlem tamamdır.
haa bütün bunları yaparsa birinci olurmuyuz? hiç sanmam..hem bana ne ya yemişim örovizyonu, hadisem'e bişey olmasın..ben bunların hepsini kendim için istedim zaten. tamam mı anladın dimi bebeğim, soracağın bir şey olursa zall'dan ulaşabilirsin.
swaying room as the music starts
strangers making the most of the dark
two by two their bodies become one
i see you through the smokey air
can't you feel the weight of my stare
you're so close but still a world away
what i'm dying to say, is that
i'm crazy for you
touch me once and you'll know it's true
i never wanted anyone like this
it's all brand new, you'll feel it in my kiss
i'm crazy for you, crazy for you
trying hard to control my heart
i walk over to where you are
eye to eye we need no words at all
slowly now we begin to move
every breath i'm deeper into you
soon we two are standing still in time
if you read my mind, you'll see
it's all brand new, i'm crazy for you
and you know it's true
i'm crazy, crazy for you
eurovision düşünüldüğünde mor ve ötesi'nin deli şarkısından daha iyi olduğu söylenebilir ama müzikal kalite olarak bakıldığında deli adlı şarkıyı bununla kıyaslamam bile.
eurovision gibi sözün hiç bi önemi olmayan tamamen görsel şova dayalı yarışma için oldukça ideal parça. biraz şovla neden olmasın ki ? dinlerken insanın içi kıpır kıpır olmuyor değil hani.
mor ve ötesi grubunun euorovision için yazmış olduğu deli parçasından binlerce kat daha güzel olan ve tam bir eurovision şarkısı olan bir yapıt. bak buraya yazıorum system of a down birinci hadise ikincidir.*