dükkan veya mağaza sahibi türk esnafının genelde sabahları saat 10:00 gibi başlayan ve akşam hava kararana kadar (artık dükkanın kapanma saatine bağlı) dükkan karşısında taburelerde konaklamasıdır.
(bkz: cemil bize 2 çay koçum)
tabure yokluğunda boya kovaları da iş görebilmektedir.güneşte bırakmamak,amblemin olduğu tarafı güneşten saklamak gerekir.sonra "bu boya neden eski" tarzı sağlı sollu ataklarla üzerinize gelebiliyor müşteriler.
yok akp iktidar olursa giderim bu ülkeden, darbe olursa giderim şu olursa giderim bu olursa giderim derler ya..
Yolda yürürken dükkanının önünde elinde kahvesi, taburede tavlası iki lafın belini kıran o esnafları göremezsem o zamanda ben giderim arkadas... Allah türk esnafının avrupadaki menduburlar gibi muşmula suratlı olduğu günleri göstermez bana isallah.
ayni apartmanda oturup, birak birbirini tanimayi asansorde gordugunde bile selam vermez duruma gelmis, televizyon beyinli dizi gorunumlu insanlarin artmaya basladigi ülkemde, komsu olmanin, arkadas olmanin hasbihal edip, fikir alisverisinin yapildiginin en onemlisi iletisimin yapilabildiginin ispati insalardir.
Sık sık ekonomik krizlere maruz kalan ülkemizin işi tıkırında olmadığı için genelde dükkanının önünde binekleyen esnafıdır.
(bkz: Çay parasını ödeyememek)