Şu an habertürk'te konuşuyor, deli gibi uykum vardı ama izliyorum yatamadım. Batı tarafından "dindar"laştırılan özbilinçsiz yeni nesilden girdi, Türkiye'nin toplum olarak ne denli sıçmış durumda olduğundan ve gidişatından bir çıktı, aklımdakileri öyle net dile getirdi ki. Çok okumamız lazım lan, kendimizi çok geliştirmemiz lazım.
Cidden kendisini çok sevmem ama kendisi adına üzüldüm şu son olaylardan sonra. Ülkede büyük yalnızlık içerisinde.
Adam "dindar insan sahilde spor yapmaz, bisiklete binmez" diyor bizim mallar da "ağğğğ ben spor yapıyom bisiklete biniyom dindarım amaa" diye atlıyor. Ulan adam zaten ondan bahsediyor dangalak herif, sen "seküler dindarsın" .
Dindar bir insan hem bu kadar estetik bir yargıyla kendi vücuduna yaklaşmaz hem de sosyolojik, şeriat olarak sahilde herkesin içinde koşup spor yapamaz. Bunlar ancak "modernizm ve laiklik" ile sağlanmış "özgürlükçü" kavramsallığın biraz daha sosyo-avam düzeyindeki biçimleri.
islam'da; fıkıh'da, sünnet'de, içtihat'de, şeriat'da bırak sahilde spor yapmayı, bisiklet sürmeyi bir kadın ve erkek aynı kaldırımda bile yürümekten men edilir. Yüzyıllardır "haremlik-selamlık" uygulaması ağır biçimde uygulandı bu yerlerde, kadınlar sokağın kenarından yürürlerdi, ortasından değil. Erkekler geldiğinde çömelip geçmelerini beklerlerdi. Sünnete ve içtihate bakın hepsi var. Adamın demek istediği bu, "hem dindar olam hem de çağdaş olup her haltın içinde olam" kafası yemez, anca sizi bir post-muhafazakar yapar.
analitik zeka ve felsefe bilgisini beraber taşıyan nadir insanlardan birisidir. geleneksel islam'dan ve geleneksel felsefi yaklaşımlardan uzak durduğu için oldukça dikkat çeken bir fikir adamı haline geldi. felsefenin bir toplumun musikisini, mimarisini dahi etkilediğini söyler.
muhafazakar bir gençlik yaşamasına rağmen, daha sonradan araştırmalar yapıp ilmen kendini geliştiren ve bilimi ve aydınlanmayı iyi anlayan/anlatan bilge insandır.
analitik zeka ve felsefe bilgisini beraber taşıyan ender insanlardan birisidir. geleneksel islam'dan ve geleneksel felsefi yaklaşımlardan uzak durduğu için oldukça dikkat çeken bir fikir adamı haline geldi. felsefenin bir toplumun musikisini, mimarisini dahi etkilediğini söyler.
dücane cündioğlu'nun katıldığı bu üç program birbirinin devamı şeklinde, müslümanlık konusundan kabuktan geçip öze dokunmak anlamında derin bir sohbet bence. özellikle ibadetlerin zahiri anlamlarını abartıp içeriğini kaçırmak anlamında güzel bir bakış açısı.
bur programın ikincisinde said-i nursi'nin bir sözünü kullanıyor dücane cündioğlu ki çok hoşuma gitti;
''mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşerse hakikate inkilap eder, hurafeye kapı açar.''
Hallac-ı mansurla imam şibli arasında yaşanan olaya binaen denir ki dostun attığı gül yaprağı düşmanın taşından daha çok can yakar. işte dünyanın en acı gerçekleri..
aynı dili konuştuğumuz halde söylediklerinden hiçbir şey anlamadıdığım felsefi kişilik ve yazardır.
birkaç kez televizyonda denk gelip yazılarını okumaya, twitter dan takip etmeye çalışsam da nafile. çok doğru şeyler söyleyebilecekken kullandığı ağdalı dili yüzünden kendini ifade edemeyen insandır fikrimce. özellikle alman idealizmi ile ilgili düşüncelerini çok merak ediyorum.
ülkemizde felsefenin durumu düşünüldüğünde felsefecilerin de böyle bir dil kullanıyor olması çok üzücü gerçekten.
Bilgisi,kültürü çok fazladır onun sohbetlerine bir kaç defa katılmış biri olarak söylüyorum,benim diyen insan onunla kolay kolay münakaşa edemezde bilgi yarıştıramazda,bu yüzden tv programlarına çok fazla çıkmıyor sunucular adamla denk gelemiyor.
90'lardan beri tanidigim, kitaplari dahil en son kose yazisina kadar 'mütalaa' ettigim, mantik ve felsefe derslerine istirak edip kulak kesildigim biriydi.. iki gun once kitaplarini attim cöpe. Arsivledigim kose yazilarini ariyorum parcalamak icin. Onlarca yil kemalizmin zulmunu anlatip onun karsisinda duran fikir adamlarindan beslen ve bunu seni dinleyenlere her firsatta anlat, sonra da laiklere yaranabilmek icin son model ahmet hakan olmaya meylet. Kemalistlere sevimli gorunebilmek icin biriktirdigin her seyi dagit bir kenara.. haysiyet ve sohreti birbirinden ayirirken yaptigin tanimin icindesin kardes. Cemil meric'in hakki helal mi saniyorsun? Yazik cok yazik.
çıktığı bir tv programında "kadere inanıyorsunuz?" diyen sunucuya,
"hem de nasıl. ölçüsüz hiçbir şeye inanmam. kader, ölçü demektir." diyerek bizi kader hakkında
düşünmeye sevk eden aklının farklı çalıştığını düşündüğüm yazar.