halledemediğiniz sorunlarınız, çözemediğiniz problemleriniz, sıkıntılarınız, sorunlarınız varsa ve bu saatte hala çözüm arıyorsanız, dinlememeniz gereken, fazla güzel şarkı..
--spoiler--
Görmüyor musun kabuk bağlamıyor kanattığın hiçbir yaran
hiçbir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
saat dört olmuş arıyorsun çaresini, hüznün, kederin
acıdan başka dermanı yok ki, boşvermiş bünyenin..
--spoiler--
hiç bir şarkıya benzemeyen bir şarkıdır. adamın a.ına koyar dağıtır.
--spoiler--
ağlamak aldanmak kadar kolay..
kendine bile bakacak yüzün kalmadıysa..
--spoiler--
bir türlü düzgün yazamadığım rakam. mübarek yazım doktor yazısı gibi zaten, rakamlar birbiriyle tepişiyor notlarımda, dört ise kendinden geçmiş bir halde aralarında.
üç ve beşten bi tık önde olan gripin şarkısı.
en iyisi dört sonra üç sonrası da beş bence.
geleleim tez çalışmamıza her satır ayrı incelenmeli şu kıısımların tabi ki:
her gece yattığında aklındaki sevgilin değil bir başkasıysa
(ne oldu ki bu sevgiliye ben mi değiştim değişmedim len aklımdaki o değil artık başkası, olamaz o, öyle biri değildi, en son, bıraktığımızda, değildi)
ve her şeyi unutup uyumak istiyorsan
(aramış mı? telefona bakıyım, atamamaış, uyuym ben biraz daha, arar, isseder o beni, ihtiyacım olduğunu bilir)
sığınmak için seçtiğin yer rüyalarınsa
(rüyalarım güzel benim hem, uyuyodum ben onla, hem de beni rahatsız etmeden uyuyodu)
her aynaya baktığında karşındaki sen değil başkasıysa
(ben miyim bu? çok değiştim, niye takılıyorum ki ben bunlara, takılmam ben, takılma , lütfen, kendim, lütfen)
ağlamak aldanmak kadar kolay
(ne oldu bana böyle, hayatta ağlamazdım len ben, aldanıyorum her söze ve ağlıyorum zırıl zırıl)
kendine bile bakacak yüzün kalmadıysa
(ben bu değilim, o o değil, bizim konuşacak konularımız bunlar değil, yüzüm yok artık, olmayacak gibi)
ah kaybolan el değmemiş ruhundu kir tutmayan
(bi bu var zaten elimizde allahtan ruhumuz temiz hala)
ah kaybolan içindeki çocuktu yeri dolmayan
(hala deli gibi gülebiliyosunuz ya belki olay budur)
görmüyor musun? kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran
(noluyo ki ağlıyosun ağlatıyosun da sonuç mu var, yok,
ne zorlluyosun hala. niye üzülüp üzüyosun)
hiçbir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
(ihtiyacın yoktu ya kimseye nasılda değiştin dimi umrunda değildi, dönen de dönmeyeni de salladığın yoktu)
saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin
(şimdi de gece 4 e kadar uyumayıp düşünüp duruyosun dimi, nasıl böyle oldu diye, arıyosun çaresini hüznün kederin)
acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin
(ama sen bu zamana kadar boşvermiş bünyeydin acıdan başka dermanın olamaz, acır, ama geçer, illaki geçer, her zaman geçmişti, yine geçer,
geçmemesi için mantıklı tek bir neden yok)
bütün şarkı böyle incelenir sonra ağızdan çıkabilecek tek söz vardır :
(bkz: sevsene beni) **
üç şarkısında sadece hissedersiniz şarkıyı lakin dörtte bedeninize nakış gibi işler şarkının sözleri.
''gormuyor musun, kabuk baglamiyor kanattigin hicbir yaran
hicbir zaman geri donmuyor kaybettigin onca insan
saat dort olmus, ariyorsun caresini huznun kederin
acidan baska dermani yok ki bosvermis bunyenin..."
Bir saat geçmişti herşeyin üzerinden.. yıkıntıları toplamak gereksizdi, daha yıkılacak duvarlar vardı kendi içimizde veya birbirimizin dışında..
saat dörttü ve herşey çok daha fazla acı veriyordu. kayıp bir geceydi.. vakit aslında tüm saatleri 5 geçiyordu. az kalmıştı yalanların parlaklıklarının sönmesine.
işte bu o saatti. dörttü.
insanı hem eskiye götürüp hem de yeniyi çagrıştıran on numara şarkı.
karmançorman, eski sevgiliyi mi düşünmelisin yoksa önündekileri mi.?
karar veremiyor bir türlü insan.
tam bir şizofren parçası. ****
"görmüyor musun? kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran
hiç bir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan"
kısmı ile insanı yerin dibine çakan ya da bu dünyadan alıp fezaya çıkartan, bomba parça..
bünyede alkol var iken dinlendiginde*, istenmeyen durumlara yol açabilir**
her ilkbahar sabahın dördünde kalkacaksın
gelincikler çapaklarını temizlerken;
güne gün ile ayaklanacaksın
gün, seni gecenin arkasında izlerken.
$üpheli bir $ahıs olarak ba$layacaksın ya$amaya,
a$k olmaya, me$k olmaya, me$gale olmaya
eğer bir ressamsan
tuvaline en koyu tonları atacaksın
eğer bir $airsen
kalbine en tuhaf balıkları kapatacaksın
eğer halksan,
mutlaka mapus yatacaksın
yüz sene
bin sene
yüz bin kilitli çene
gibi
eriye eriye
katlana katlana!
ama
her ilkbahar sabahın dördünde kalkacaksın
nazım için, nazım'ın sevdası için
önce kadınlar ve çocuklar kurtulacak
adamlar burada kalacak emirdir
güne$e akında at olmak
il olmak
gerekirse rezil olmak için!
yaz bunu bir kenara yoksa unutacaksın
ne demi$ti hayat: ne istemi$ti dava:
her ilkbahar sabahın dördünde kalkacaksın