aynı şeyleri oturduğu her evde, defalarca yaşamış bir komşu mağduru olarak; resmen şaka gibi gerçekler.
akşam misafirleriniz gelmiş. ailecek de görüşülen komşu eşler naklen yayın yapar alt kalttan.. eve gelenler allahtan kanka arkadaşlardır da;
- bardak yok mu daha net dinleyelim,_
- valla ne şanslısınız lan geyiği ile olay gülüşerek geçiştirilir.
ama samimi komşunuzdur. ertesi sabah kızı kapıyı çalar;
- annem seni kahveye bekliyor..!!!!! arada mevzu açıldığında genelde olayın başrol kahramanı desibel sınırı olmayan komşu açar konuyu tabiki de;
- ay ben o işi yaparken çok bağırırım vallahi.!!!! (sen utanırsın bir şey diyemezsin! biliyorum her seferinde naklen yayın yapıyorsunuz diye)
hafta arası akşam üstü, hafta sonu evin küçük ferdinin evde olduğu saatlerde,
-anne! aşağıdaki köpeğin karnı mı acıkmış!?
-anne! abla neden ağlıyor soruları.!?
alt komşular değişiyor ama her gelen bu konuda daha da aktif.. inadına..
yeni taşındığınız evde, alt kattaki playboy 'un bol performanslı faaliyetlerinden evin küçük ferdinin tırsarak;
- yine deprem oluyor çabuk dişarı çıkalım duvarlara bi'şeyler çarpıyor paniği..
gündüz gözü ile abi ve ekürisi akla gelmeyecek enterasanlıktaki çığlıklar eşliğinde, karyolayı duvarda parçalar resmen..
..ve final!! mağduriyette son nokta..! 2-3 sefer ele geçirilen ingiliz anahtarı ile sinirden gözler dönmüş, canhıraş bir vaziyette son hızla kaloriferin allah ne verdiyse her yerine vurup.
-yeter laaannnn çoluk çocuk varrrrr buradaaaa höykürmesi eşliğinde, bilimum çemkirme çeşitleri ile aktivitenin içine ederek komşu playboy'un evini satıp sitenin başka bloğuna taşınmasını sağlamak.
daha sonra playboyun arabasını gündüz vakti diğer bloğun kapısında görüp yine aktivasyonda bizim "he man" iç sesi ile hafiften sırıtarak; zafer kazanmış kumandan edası ile yürüyüp gidilir.
bu da böyle bir anımdır. *