şimdi annemle konuşurken aklıma geldi; çocukluğumun en büyük korku figürlerinden biri olması sebebiyle çocuk aklının ya da akılsızlığının en güzel örneklerinden birine konu olabilir bu dönence.
"dönenceeehhh....geliyor görüyorumm" sözlerine sahip dönence şarkısını gece yatağımda yaşlı gözlerle hatırlar, "allahım nolur dönence gelmesin" diye dua ederdim. manyakçıl insanlar vardı klipte, daha doğrusu o yaşlarda bana öle geliyolardı diyeyim; deri ceketli, afro saçlı, yırtık kotlu falan. ortalıkta motosikletler ve zincirler dolanıyodu, herşey ağır çekimdi, aklım almazdı. ben de zannederdim ki dönence böle afro saçlı gelmek üzere yolda olan korkunç bir yaratık.*
artık korkmasam da * dönence nedir ya anlayabilmiş diilim. benim bildiğim bi oğlak bi de yengeç dönencesi var ki şarkı yapılası kavramlar diil. ha barış manço kalplerimizde yaşar, ben de vesilesiyle çocukluk gerzekliğimi sırıtarak hatırlarım; o ayrı.
barış manço'nun yazdığı harika eserlerden biridir..
Dün çoktan döndü buralarda
Ve ben simsiyah bir gecenin koynunda yapayalnız bekliyorum
Duyuyorum, görüyorum bir gün gelecek dönence biliyorum
Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
Görüyorum dönence
Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
Biliyorum dönence
Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor
Duyuyorum dönence
Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
Görüyorum dönence
Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
Biliyorum dönence
Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor
Duyuyorum dönence
Duyuyorum biliyorum görüyorum dönence
Dönence gün dönende dönence
Bir gün gelecek dönence biliyorum
az kişi bilir ama üstad barış manço bu şarkıyı sovyetler birliği ne bağlı türk devletlerine hitaben yazmıştır.
bunu yusufhan güzelsoy un bir yazısını paylaşarak daha net anlatabilirim diye düşündüm. işte paylaşıyorum:
Barış Manço, Türk kültürüne son yüzyılda damgasını vurmuş, vefatının ardından 10 yıldan fazla geçmesine rağmen yeri dolmamış, çok önemli bir sanatçımızdır. O, asla parti milliyetçiliği yapmamış, Türklüğü siyasal yozluğa sürüklememiş, kültürü en iyi şekilde temsil etmiştir. Bıraktığı eserler, hala alanında en iyileri arasındadır. Etnik Rock tarzında ilk sayılan Küheylan, Progressive Rock tarzında da Dönence önemli eserlerindendir.
işte bu yazının konusu da, Dönence parçasıdır.
Araştırmalarım sonucunda, bu parçanın sözleriyle ilgili, Barış Mançonun gizemini çözeceğimiz bir açıklaması olmadığını düşünüyorum. Mutlaka Onu yakından tanıyanlar, bu parçanın sözlerindeki gizemin sırrına vakıf olma ihtimali yüksek kimselerdir. Bizim gibi Barış Mançoyu birebir görme şansı olmayan Türkler de, sözler konusunda kendi tahminlerini yapacaklardır
Ben, öncelikle sözleri teker teker yazayım, Dönence parçası için benim düşündüğüm anlamları ifade edeyim (Bu arada parçanın çıkış tarihi: 1981dir.);
Gün çoktan döndü buralarda ve ben simsiyah bir gecenin koynunda, yapayalnız bekliyorum
Türkiye, 1981 yılına gelindiği zaman, çoktan bağımsızlığını kazanmış, talihini döndürmüş, son askeri darbeden yeni çıkmış ve yalnız bir ülke konumunda gibiydi. Bu tarihte, diğer Türk toplulukları da bağımsızlıklarını kazanmış değildi ve Türkiye belli belirsiz bir durumda, yapayalnız beklemekteydi. Oğuz ili yalnızdı; çünkü Türk illeri bağımsızlığını henüz kazanmamıştı.
Duyuyorum, görüyorum, bir gün gelecek Dönence, biliyorum
1981 yılı, Sovyet hakimiyeti altında yaşayan Türklerin, 91de bitecek olan hızlı bağımsızlık hareketlerinin arttığı yıldır. 1981de, Türk toplulukları bağımsızlığı istediğinin daha fazla farkına varmaya başlamıştı. Önceki hareketler, 80den itibaren görülen sürecin hızının, yanından bile geçemez.
Uzaklarda bir yerlerde, güneşler doğuyor
Kazakistan ve Kırgızistanın sancağını bilir misiniz? Çoğunuz bilirsiniz elbet. Sancaklarda, birer güneş vardır. Buradan yola çıkılmış olunacak ki, yeni Türk devletleri doğan güneş değil, doğan güneşler olarak görülmüştür.
Uzaklarda bir yerlerde, güneşler doğuyor demek, gerçekten aşk sözü ya da bir çeşit felsefe olabilir mi? Aşk sözü olacağını sanmıyorum. Fakat gizemli bir felsefesi olduğu kesin
Kupkuru bir ağacın, dalıyım, yapayalnız
Fark etmişsinizdir, yalnız ve kuru ağaçlar, genelde hep en yaşlı ağaçlardır. Türklük, kökü oldukça derinlere uzanan bir ağaç gibidir. O ağacın sayısız dalı vardır; sayısız Türk toplumu ve o toplumlar Türklük ağacı resminde, hep bir dal olarak gösterilir. Demek ki kupkuru ağacın yapayalnız dalı Türkiye; yalnız bırakan dallar, bağımsızlığını kazanamamış Türk topluluklarıdır. Bu sözler, Türklük ağacına gayet uymaktadır
Uzaklarda bir yerlerde, bir şeyler kök salıyor
Yeniden bağımsızlık sürecinden söz etmeme gerek var mı?
Çatlamış dudağımda, ne bir ses, ne bir nefes
Türkiyenin hali ortadadır. Çok kötü değiliz; fakat darbe öncesi sürecin ve sonrasının sağlam olduğu söylenemez. Hele ki asla tam bağımsız değiliz. Büyük Türkler yetiştirmiş bir milletin devleti, sesi çıkmaz, vergi ödettiğine ses çıkaramaz olmuştu. Zira yalnızlık artmıştı
Uzaklarda bir yerlerde, türküler söyleniyor
Daha önceki yazımda, bu türküleri, marş olarak nitelemiştim. Aklıma daha mantıklısı gelmedi.
Bir gün gelecek Dönence biliyorum
Turan ya da Türk birliği, tarihte 7 kez gerçekleşmiştir. 7 Turan da, daima zorluklar altında kurulmuştur. Bugün Türkiye tam bağımsızlık kazandığında, yarın çok daha güçlü olacaktır. Belki de, bir dönencedir Turan ve o dönence dönecektir
***
Amacım, böyle üstadı belli bir çizgiye çekmek değildir. insanlar bu sözleri farklı şekillerde de değerlendirebilir. Kaldı ki Barış Manço, asla siyasal olmayan Milliyetçi çizgisiyle, bilgisiyle, katkıda bulunduğu Türk kültürüyle, daima gönüllerimizde yer edinecektir. Sanatın sanat olmadığı, sanatçının değer bulmadığı günümüzde, Barış Mançoyu ve bütün atalarımızı, bir kez daha rahmetle anıyor, ruhlarının şad olmasını diliyorum.
Bir şarkı düşünün ki, girişi en az şarkı kadar efsane olsun, yıllardır hiç eskimeden, aynı duyguyla, aynı hevesle, aynı keyifle dinlensin, işte o şarkılardan biridir dönence.
Simsiyah gecenin koynundayım
Yapayalnız.
Uzaklarda bir yerlerde
Güneşler doğuyor...
içerisinde Ahmet Hamdi Tanpınar’ın o zamanüstü anlayışından tatlar barındıran, Yunus Emre’nin “bir ben var benden içeri” felsefesine yaklaşan mükemmel bir barış manço şarkısı.
“Simsiyah gecenin koynundayım, yapayalnız.
Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor.”