daha güzel aranje edilebilirdi diye düşündüğüm sarp şarkısı. girişi gerçekten harikadır, ancak geri kalan kısımlarda şarkıyı değiştirmenize neden olabiliyor.
Benim tüylerim diken diken olurken; serseriliğinin mayın tarlasında yürüyorsun. içimdeki dönme dolapların ışıkları yanmıyor, atlıkarınca durgun, salıncaklar boş; çocuk yüreğim sallanmaz!
Kürek çeker yorgun ellerim, karamsarlığa yakınım. Neşeli halim ürkmüş, sinmiş kuytu köşeme. Uyku gözüme küsmüş, iştahım mideme dargın ki; lokma sürdürmüyor ağzıma.
Yalnızlığındaki sıcak sesin, kalabalıklarda nereye gider? Uykularıma düşman mı sevgin?
Benim içim üşürken; boş vermişliğinin kıyılarında dolanıyorsun.
içimdeki şarkıları sana adamıyorum, gece çabuk geçsin diye beklemiyorum bu sefer. Tadını çıkarıyorum kelimelerle oyalanmanın ve ben bu gece yine kitap kapaklarıyla yüzümü örtüyorum. Eski kitap kokusunu tercih ediyorum ve "ben"li cümleler kurup kendimi şımartıyorum.
Senin gülücüklerin sarmalarken çevrendekileri, ben içimdeki ürkmüş neşemi aramaya çıkıyorum. durduğun yerde dur!
bikaç kez üstü üste dinlemeye müsait şarkılardan. bunda da müziğinin etkisi olduğunu düşünmekteyim. *. bana göre sütse sana göre çikolata olamaz değil.
şarkıyı dinleyip kendinden geçen de var ve hakkında şu yorumu yapmış,
"möthüüüüssss cok güsel!!"
(bkz: kaybedecek ne var ki kaybetmişim seni) gibi mükemmel bir cümle ile dinleyicileri vuran ve sarp'a da annem annem şarkısından sonra en çok yakışan şarkıdır.
an itibariyle "kaybedecek ne var ki kaybetmişim seni" kısmını dinlerken tüylerim diken diken yazıyorum şu yazıyı. sarp'ın ultra mavi gözlerinin bile önüne geçebilmiş harika şarkı.