Denize karşı bir bankta oturmuştu yalnızlık
Çağırsa gelirmiydi peşinden
Onu en çok seven
Sevgi emekti hani
Gelmeliydi ,affetmeliydi
Yanarsa pişmanlıktan
Kendi karanlığında kaybolursa insan
Ne verilen selamı anlar
Nede bir ışık görür gönül gözü
O çok sevendir tek çare
Yalnızlık acı sözün özü
Aklıma düştün yine bu gece
Andım aslında seni her gün her gece
Yalnızca bir heceydi aşk yetmezdi bize
Cümlelerden ibaret şiirdik senle
Yanıp tutuştum döndüm deliye
Neden bırakıp gittin niye bu çile
Yanıp tutuştum döndüm deliye
Niye bu ayrılık niye bu çile
Tende şimdi başka başka kokular
Dön gel hadi gel sensiz dünya bana dar
Nerde şimdi bende büyük umutlar
Dön gel hadi gel sensiz dünya bana dar
Özledim seni yine bu gece
Gönül yerinde durmuyor hasret gelince
ihtimal yok mu sanki dönüp gelmene
Ne imkansız engeller aşmıştık senle
2005 yılında çıkan emrah albümü.
1. Bito Hargez (Düet)
2. Büyük Yalan
3. Büyük Yalan (Akustik)
4. Dön
5. Dünya Bir Yana
6. istanbul
7. Kahpe Felek
8. Keyfe Keder
9. Kör Bıçak
10. Sabır
11. Tutkunum
kimdi pek hatırlamıyorum lakin baya ünlü bir yazarımız don ile ilgili bir yazı yazmıştı fi tarihinde, osmanlı padişahları sarayın önünde bekleyen halka donunu atarmış diye. fakat bilinmelidir ki don eski türkçede elbise anlamına gelmektedir, padişahın yaptığı don atma olayı ise giymediği elbiseleri halka hayrına dağıtmasıdır.
ne yazık ki ünlü bir gazetede yazan bu yazar, bu bilgiden yoksun hergün bizlere öğüt verektedir köşe yazılarıyla.
"Tende şimdi başka başka kokular" sözüyle darbe vuran şarkı. kalbe kazınmış ismin, ruha sinen kokusu yerine başka kokuların tende dolaştığını hatra getirir. buram buram özlem kokar. ardından deniz gözlüm başlar. klave göz yaşlarıyla yıkanır.
ilhan irem versiyonu gerçekten inanılmazdır. şarkı bir senfoni orkestrası açılışı gibidir. müthiş bir harmoni yaratılmıştır. 0:48'de öyle sade ama akılda kalıcı ama tüyleri diken diken eden bir melodi girer ki işte bu melodi sizin daha sonra bu şarkının birden aklınıza düşmesini sağlar. devamında ise bilindik berrak sesiyle ilhan irem yorumu insanı alıp götürür. bu senfoni havasını veren bir diğer çok iyi şarkı da elbette ki sevda kuşun kanadında'dır.
dön ile başlayan şarkıların güzelliğidir, güzel olan. cem özkan' ın dön banası ile gökhan türkmen' in dön şarkısıdır güzel olan. hele ki türkmen' in dön akustik versiyonu her seferine ağlama moduna getirerek "pışşıkk" yapar sık sık. "erkek adam ağlamaz" zımbırtısıdır bu şarkıların etkisini yitirten...
Mustafa Ceceli'nin son albümündeki en baba şarkı. Kesinlikle dinlenmesi gerekir. Sözleri:
Çoğaldı gitgide yokluğun dağ gibi
Atılmış üzerime ağ gibi
Zaman ilaç değil yanmaya alıştıran
Hepsi sönsede yanan
Tek bir çıra gibi
Kimbilir kaç ilkbahar yaz, sonbahar kış
Aylar mevsimler derken
Seneler sensiz geçti
Büyüdü ağaç oldu çoktan
Ektiğimiz fidanlar gölgesinde
Kaç gün geceyi zor ettik
Dön dayanamıyorum artık
Dön bu ne çok yalnızlık
Çık gel ne olursun apansız
Hadi dön, hadi dön, hadi dön yalansız
Uzayıp giden yollara kitlenmiş gözlerim
tükenmiyor ümit bir olmazı bekliyorum
Bulurmu bulur benide
günün birinde bir mucize
duayı duaya ekliyorum
"bu ne çok yalnızlık"... insan "müthiş etkileyici bir cümle" derken genelde uzun uzadıya benzetmelerle, tanımlarla dolu dizeleri örnek verir, ama budur müthiş olan, "bu ne çok yalnızlık", "dön" diye kendinden geçen bir insanın acısı bu basit görünen art arda sıralanmış 4 kelimede. "bu ne çok yalnızlık". nereden bileceksiniz ki...
bir de nedense -galiba bulup da kaybetmediğimden*olsa gerek- nakaratı dön yerine "gel" diye mırıldanıyorum. beklenen'e...
gel dayanamıyorum artık
gel, bu ne çok yalnızlık
Çık gel ne olursun apansız
Hadi gel, hadi gel, hadi gel yalansız. **