Teknolojisi tamamen CD'ye benzeyen ortası delik yuvarlak nesne,bu arkadaşın CDlerden farkı ise optik lenslerin okuduğu kiçik girinti ve çıkıntıların daha sık ve küçük olmasıdır.Aynı boyutta olmasına rağmen Cd'den 7 kat fazla veri depolayabilir,bu durumda CD'nin varlığının sebebinin sorgulanmaması bile saçmadır.
Korsan DVD kopyalarının adresi Uzakdoğu.
dünyaya dağılan bu disklerin tamamına yakınıysa Malezya ve Çin'den çıkıyor.
Bu konuda uluslararası baskıya maruz kalan Malezya,
disklerin hammaddesi olan polikarbon kokusuna eğitilmiş
köpekleri kullanma kararı aldı. Bunun sonucuysa bölgenin en büyük baskını oldu.
Şüphelenilen dört katlı bir binaya yapılan baskında
çeşitli yerlere gizlenmiş piyasaya değeri 3 milyon doları geçen
1 milyon film ve oyun DVD'si ele geçirildi.
Çoğaltımı yapıp satan altı kişinin pazarlama olarak
bir internet sitesini kullandığı ortaya çıktı. **
aynen cd lerin disketleri piysadan sildiği gibi cd lerin de pabucunu dama atan ince birşey dvd lerinde pabucunun dama atılacağı günler uzak değil.aman tanrım nereye gidiyoruz biz böyle:(
kaliteli bir home cinema ekipmanıyla izlenmesi gereken, blue ray teknolojisi ucuzlayıp herkesin elinin altına düşene kadar şimdilik gerçek anlamda sinema izlemenin keyfini yaşatan medya ortamı.
genellikle dvd filmlerin ses kalitesi 5+1 ve 7+1 gibi ses sistemlerinde her hoparlörden farklı bir kanaldan gelen sesi alabilmek için 48100 khz kalitesinde olur. bilgisayarlardaki ses kartlarının bir çoğu 48100 hz sesi desteklemez ya da sesten pek fazla verim alamazsınız.
o sebepten dvdler bilgisayarda izlenecekse bir converter aracılığıyla ister olduğu formatta bırakılıp, istenilirse de avi formatına çevrilmek suretiyle, çevirirken ses kalitesinin 44100 khz ve minimum 256 kb/ps olarak ayarlanması sonucunda istinelen kaliteli sese ulaşılacaktır.
blue ray ne zaman yaygınlaşır bilmek zor ama önümüzdeki 2 yıl içerisinde dvd'nin popülerliğinden bir şey kaybetjmeyeceği gerçeği karşısında iyi seyirler diliyorum.
ingiltere'de bile on liraya (4 sterlin) en iyi filmleri bulmanız mümkünken Türkiye'de ne sikime 21.90 ile 40 lira arasında satıldığını anlayamadığım film medyası.
Daha geçen gün arkadaş, ingiltere'de Resident Evil'in 4'lü paketini 10 sterline (evet 25 TL civarı) satın aldı. Migros'ta baktık, tek bir Resident Evil (ilki galiba) 19.99 TL. 4 tanesini almaya kalksanız 80 lira. Adamların paketinde sub-title, röportaj, sahneler, hikayelerin perdearkası, müziklerin sözleri vs vs bir dolu ekstra var. Bizdeki Resident Evil, içindeki safi DVD oraya buraya çarptığı için takıl takıl plastik bir kutudan ibaret. Ha dostlar alışverişte görsün hesabı yarım yamalak bir kapak var bi de.
Bizde de 4.99 TL'ye DVD filmler var ama allahın bile adını sanını unuttuğu, kimsenin kaale almadığı, gişede veya DVD sektöründe fiyasko olmuş ucubeler bunlar. Ha arada ayda yılda bir Indiana Jones veya 13. Cuma bulabilirsiniz ama ölme eşşeğim ölme.
Hadi diyelim ki ithalat gümrük telif hakkı vs vs. Bu kadar eder mi? Bakıyorsunuz filmlerin arkasına Tinga Film, Bongo Yapım gibi abes abes Türk kuruluşları. ithal etmiyorlar ki master copy üzerinden Türkiye'de çoğaltıyorlar.
Telif hakkı falan deseniz sanırsınız ki Türkiye, dünyada eser ve sınai haklarının en katı şekilde korunduğu ülkelerden biri. Nerdeee, Amazon, bizi bu konuda o kadar kötü görüyor ki başkanları, Türkiye'de Kindle satışının mümkün olmadığını, bizi telif hakkı alanında Afganistan'la falan aynı seviyede gördüğünü açık açık söyledi. Hangi telif hakkından bahsediyoruz?
Bir de üstüne kocaman kocaman yazmazlar mı: Korsana hayır, korsanla mücadele edin diye. Sen 10-12 liralık filme 25 lira giydirirsen, dünya fakir insanın yaşadığı ülkede kim sana o parayı versin? 25 lirayla bir hafta geçinen öğrenciler var Anadolu'da. Elbette korsan olacak, elbette insanlar yasal olmayan sitelerden patır patır film indirecek.
Yemin ederim bezdim bu ülkeden. Soyulup soğana çevrilmekten, enayi yerine konmaktan.