tanımda "popoya" değil de "poponun içine" geçmesi aklıma lise kantinindeyken şahit olduğum bir diyaloğu getirmiştir. epey şişman arkadaşımız mertcan, sürekli ve garip istekleri sebebiyle, garip şivesi ve müthiş küfürleriyle kalbimize taht kuran kantincimiz cem'i deli etmektedir. bir sabah mertcan yine bir istekte bulunur:
m- cem kürdan var mı?
c- yok.
m- cem kürdan var mı?
c- lan yok dedim ya al y.rrağımı sok dişinin arasına .mmmına koyim. *
gülerek ve son hız mekandan uzaklaşılır.
o nasıl bir popo diye beni düşüncelere boğan durumdur.
çünkü "kaçması" diyince sanki hiç zorlanmadan girmiş gibi bir durum ortaya çıkıyor.
sen sabuna bastın, düştün, hoop sabun bir anda giriverdi hissetmedin bile.
size de böyle gelmiyor mu okurken yoksa bir deli ben miyim bilemedim.
şimdi düşündüm de allahta benim belamı versin. bu kadar ufak şeyleri taktığım için hak ediyorum bunu.