duyulunca insanı geren,siniri bozan,hemen oradan kaçıp kurtulmak istenen,kulaklara zarar,hoş olmayan seslerdir.
-banu alkan'ın,şarkıcı mankenlerin,arto'nun,fatih ürek'in sesi,
-ketçap-mayonezin kabından çıkarken çıkardığı ses,
-yellenme-boşaltım sesi,
-tebeşirin kara tahtada çıkardığı ses,
-çatal-bıçak-kaşığın porselen tabakta çıkardığı ses,
-kesilecek kurbanın "me"lemesi,
-kurbağa vıraklaması,
-trafikte patada patada ses çıkartan bozuk egzoslu araba,
-televizyonun karıncalanırken çıkardığı ses,
-balonun patlama sesi,
-takunyanın sert zeminde çıkardığı ses,
-kaşınma sesi,
-deli gibi hapşuran insanların çıkardığı haaaaaaaaaaaarrrrrrrpşuuuuuuuu sesii
-şapurdatarak yemek yeme sesi,
-sivrisinek vızıltısı,
-höpürdeterek çay-çorba içme sesi,
-takma diş sesi vs.
osuruk sesi. kokusuyla kıyaslandığında pek bir hafif kalsada, götün büzüksel dalgalanışının ister istemez tahayyül edilişi itici olmak zorunda bırakıyor bu sesi.
bazı arkadaslar bilir,kimi sınavlarda sure belirleyici olarak dakikada bir calan acı bir zil sesi vardır..ondan daha acı olan ses ise onu hazırlayan hocanındır ki insanın
'ya bi sus..sus bi sus!' diye haykırası gelir
--türkçe dublaj bi filmde karakterle sesin arasında yaşanılan uç seviyedeki uyumsuzluk yüzünden bildiğiniz bi ses olsa da tahammül edemeyeceğiniz bi boyut kazanması bu durum içinde incelenebilir.(örnek: 'kar ve kaplan' filmindeki Mehmet Ali Erbil'in Roberto Benighi seslendirmesi)
--topuklu ayakkabı giyen ablamın sesi gayet güçlü hissedebilceğiniz bi yerde her attığı adımdan sonra periyodik olarak beyninize işleyen uzaklaşıncaya kadar devam eden tak tak tak sesi...
sınavda beynindekiler uçmasın diye harala gürele bir şeyler yazan,uçlu kalemini saniyede bin kere sıraya tak tak vurarark çivi yazısı yazmaya çalışan aceleci inek öğrenci sesi.