Hayatın gerçeklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor.
Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar.
Yanı başımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen on binlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor.
Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor.
Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar.
Kendileri için yapılan fedakârlıkların hiç farkında değiller. Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar.
Herkesi kendilerine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar.
insanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı.
Hayatlarında eğlenmekten başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.
aklı ve vicdanı hür nesiller yetiştirmek yerine bağnaz ve itaatkar nesiller yetiştirmeyi seçtiniz. onlara ahlak ve milli şuur hakkında dersler vermediniz bu saçmalıkları kabullenmeyenleri her şeyden, herkesten soğutacağınız ve umarsız bir hale getireceğiniz aklınıza gelmedi.
elbette çocuklarımız açlıkla, susuzlukla terbiye edilmesin ama kıymet bilmek diye bir şey vardır.
her şeyi bu kadar kolay tüketmenin de kimseye bir faydası olmaz. çünkü tatmin duygusu olmaz insanda.
çocuk, karda kışta delik botla gezsin demiyorum bizler gibi. ama kusura bakmayın 400-500 liraya ayakkabı giydirecek ne yaşadınız değerli arkadaşlar?
söz gelimi benim çocuklarım hep ışıklı ayakkabı istediler. ya durumum olmadı ya da israf olarak gördüm. çok şükür hiç tabanı delik ayakkabı giymediler ama sınıf arkadaşlarının giydiğini gördüler. üzülmeyi de mukayese etmeyi de öğrendiler ne mutlu ki.
çocuklarınızı kışladaymış gibi, evsiz gibi yaşatın demiyor sayın müfettiş. siz bu çocuklar büyüdüğünde ne verseniz kesmeyecek, adamların umurunda değil diyor dünya.