3 ayrı evresi vardır.
1.si doğuştan yoksunluk,
2.si hayat şartları,
3.sü ise bir hatun kişi tarafından bütün güzel hislerin s.kilip atılması sonucunda duygusuzlaşmaktır.
tek evreden oluşur. Hayvan gibi, deli gibi, düşünsel, içgüdüsel olarak her şeyiyle bir kadına bağlanır. uyanıkken o kadını düşündüğü yetmezmiş gibi, rüyasında da onu görmeye devam eder. içi içine sığmaz, kadın erkeğin içinde ne kadar duygu barındırmışsa bir yerden sonra patlar. Ve kadına tüm saf salak duygularını açar. kadın reddeder. içinde biriktirdiği ne kadar yüce duygu varsa hepsi artık birer pişmanlık olarak çöker yüreğine. çöktükçe adam hissizleşir, ölgünleşir ve dünyada hiçbir şey artık eskisi gibi gözüne ilham verici gelmez. işe gider gelir, gider gelir, gider gelir.
Aldatılmak bu sürecin kırılma noktası bana göre çünkü içinde terk edilmeyi, güven yıkımını ve yalanı birden taşıyor. Erkeklerin çoğu yeni bir kadına bağlanmak yerine duygusuz ilişkiler ile gönül eğlendirmeye çalışıyor. Kırılan kalplerini başkalarını kırarak onarmaya çalışmasalar daha iyi olabilirdi.