duyguları tanıyamayız... ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemeyiz. Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıslançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp bizi esir alabilir. Bazen başka bir insan için kendimizden vazgeçebiliriz
sadece kendimize ait olanlardan emin olabildiğimiz his hali. asla başkalarının duygularından tam olarak emin olamayız. o duygular isterse en güzel kelimelerle dile gelsin içimizde bir yerlerde hep bir acabalar barındırırız.
evrensel bir adın öznel yaklaşımı desem bir hayli anlaşılmaz olacak tanımı değil mi?
şöyle aslında; hissettiğim bir duygu var ve onun adına aşk diyorum. "aşk" bir duygunun herkesçe bilinen adı ama hangi duygu? sen sevgiye açlığına aşk dersin, ben sevgiye doyduğum noktaya. ama adına "aşk" deriz ikimiz de.
hani bir ağrı testinin sonucunda "ağrı, sadece kendisine verilenin hissettiğidir." sonucu çıkıyordu ya, öznel oluşu öyle, evrensel oluşu da adında, yani "ağrı"da.
velhasılı duygu, öznel bir gerçekliğin evrensel adlandırılmış şeklidir derim.
küçükken, adaşım ünlü sayısı epeyce az olduğu gerekçesiyle şiddet ve celalle nefret ettiğim, büyüyünce ve de büyüdükçe sevdiğim, sarıp sarmaladığım, sahip olduğum en değerli özelliklerden biri, ismim. aynı zamanda yaşamımın büyük bir bölümüne taht kurmuş, öz olmasa bile ruh kardeşimin ismi. ismimiz. (bkz: swh)
çoğu sözlükte * duygu kelimesinin tanımı sadece histir. bu kadar güzel bir kelime tek kelimeyle anlatılır mı?
enteresan bir şeydir duygu. insan, hayvan hatta bitkide bile vardır. tarif edemediğin, yaşadığın, hissettiğin ama göremediğin her şeyin adıdır duygu. herkese göre de farklıdır. mutluluğu tarif etmek diye bir şey vardır mesela. mutluluk herkes için aynı olsa de herkesin hissettiği şey aynı değildir. bu yüzden kimse kimsenin mutluluğunu, üzüntüsünü, aşkını, sinirini gerçekten bilemez, anlatamaz.
Mütemadiyen hareket halinde olan, bir şeye bir olguya bazen yoğun bazen de seyrek hissettiğimiz garipliktir. Bugün sevgilimizi dün sevdiğimiz gibi sevemeyiz ya daha çok sever ya da daha az severiz. işte bu yüzden duygularımızı sadece bir nesneye veya bir olguya yahut sadece bir millete teslim etmemeliyiz. Her şeyi herkesi sevmeliz renk ayrımı düşünce ayrımı yapmadan. Eğer sadece bir 'şey' i seversek o zaman sadece o şeyi ya daha fazla ya da daha az sevmiş olacağız.
SiGARA iÇEN KÜÇÜK BiR ÇOCUK GÖRDÜĞÜN DE ONUN NEDEN BU YAŞTA BAŞLADIĞINI DÜŞÜNÜR, SANKi BU iŞiN YAŞI VARMIŞ GiBi, BU iŞiN YAŞI YOK Ki HERKES iÇEBiLiR. SAĞLIKLI OLAN iNSAN DA iÇER SAĞLIKSIZ OLAN DA iÇER. BAŞTA TATLIDIR AMA SONRADAN ARANIZDA Ki BAĞ KARA SEVDAYA DÖNÜŞÜR bırakmak zordur. KiMSEYi YADIRGAMAYIN RENKLER NEYi iFADE EDiYOR DUYGULARIMIZI iFADE EDiYOR HiÇ YAZIN SICAĞIN DA SiYAH GiYEN iNSANI YADIRGARMIYIZ, YAKIŞMADIYSA YADIRGARIZ AMA YAKIŞTIYSA GÜZELMiŞ DERiZ iMRENiRiZ. BiZ DE AYNISINI GiYMEK iSTERiZ ASLINDA SiGARA iÇMEK DEĞiL RENKLERDiR DUYGULARIMIZI iFADE EDEN AMA TOPLUM PSiKOLOJiSi BiZE YAKIŞANI GiYMEMiZi ÖN GÖRÜR. ASLINDA BUNUNLA iLGiSi YOKTUR SiYAH GiYEN iNSAN KiLOLUDUR, KiLOLU OLDUĞU iÇiN KARAMSARDIR, KiMSESiZ HiSSEDER KENDiNi, GÜNEŞiN YAZIN ONUN iÇiN BiR TUTKU OLDUĞU SÖYLENEMEZ ÇÜNKÜ ONUN TATiL OLDUĞUN DA HAFTASONUNDA DENiZE GiDECEK ARKADAŞI YOKTUR. YAŞAM ONUN iÇiN STANDARTTIR GENEL iHTiYAÇLARDIR iŞTE BAŞKA BiR ŞEY DEĞiL.
edit: içimden geldi yazdım öylesine serbest yazı eksikleyin lan *