Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey arada kalmaktır.Duygular kırılgandır uzun vadede canını acıtır. Mantık ise sana doğru yolu gösterir, seni üzmez, kırmaz ancak onun da bir tarafı hep duygu da kalır. Beni de en çok üzen sadece duygularımın sesini dinleyerek adım atmak olmuştur. Zaten sadece duygularının sesini dinleyenler mantıklarının sesine kulak bile vermezler, onu görmezden gelirler. Ama mutlu olmak, hem duygunun, hem de mantığının sesini dinleyerek hareket etmekten geçer. Benim için öğrenmesi biraz zor oldu ama sonunda doğru yolu buldum sanırım.
ikircikli bir durum olsa da önemli olan içinizden geldiği gibi hareket edince rahat olabilen bir durumdur. her zaman derim, hep genel bir mantık doğrultusunda hareket etmek doğru kararlar alacağınız anlamına gelmez. sizin kendi öz duygularınız da doğru kararlara itebilir sizi. duygular hassastır. ama duygulara iyi sahip çıkınca, duygularla hareket etmek size avantaj da sağlayabilir. yeter ki ön yargılı olmayalım. ve en çok önemlisi yeter ki o duygularımızı saf tutmaya çalışalım. mantığınız almaz da, duygularınız sizi yöneltebilir yani. unutmayalım derim.
ikilemde kalınca Herkesin aklı kalbine hükmedemez. O yüzden kuralları çiğnememek selâmetli bir yol ve yöntemdir. Öte yandan bazı insanlar için geçerli olmak kaydıyla, Çok fazla haşır neşir olup disiplinden taviz verilir otokontrol terk edilirse bu sefer de akıl devre dışı kalır hata yapılır. O manyetik alana hiç girmeyeceksin. Yoksa seni yutar. Ablukaya alır. Esir eder. iradeni kilitler. Söz dinlemez. Aklını örter. Doğruyu anlasan da yapamaz olursun. Elini kolunu bağlar. Hayatta başarı salim olan aklın yoluna tabi olup ölçüye riayet etmek, her kim ve ne için olursa olsun doğru olan çizgiden asla taviz vermemekten geçer. Duygularıyla (hevayi heves arzu nefis) hareket edenler pişman olmaya mahkumdur. Aslında Ölçü hep bellidir hiç şaşmaz.
Duygulara göre hareket etmek daha eğlenceli işin içine risk falan giriyo bi de yapınca daha az pişmanlık duyuyor ve vicdanın rahat oluyor. O yüzden mantığı seçerim hep^^ çünkü kendime söz geçiremem. Risk alamam.
Lakin tuhaftır ki, akıl ne denli gelişse de, kalbi geçemiyor çoğu kez.
Duygu, Zaferini ilan ediyor.
Debelenip debelenip, en sonunda yüreğimizin sesini dinlemez miyiz birçok kereler...
Ikisi de dengeli kullanilmali ve dengeli kullanilmasi gerektigini soyleyen sey de mantik. Ama insanoglu duygularinin kolesi. Mantik diyeceksin ama duygularin sessizce hakim olacak..
Bu iki kavram arasında kalan insanları red pill felsefesi ile tanışmaya davet ediyorum. Özet verecek olursam: Duygu kadına, mantık ise erkeğe özgü kavramlardır.
duygu kısa vadeli
mantık uzun vadeli mutluluktur.
birisinin etkisi çabuktur,
diğeri zamanla etki eder.
ama mümkünse ikisininde bir olduğu bir seçim yapın.
bir kız var iyi hoş tatlı yanımdayken mutlu oluyorum bana karşı da ilgili fakat yaptığım araştırmalara göre geçmişi pek hayırlı değil birçok kişiyle çıkmış kaşar gibi biriymiş benim ise geçmişim yok bile diyebilirim o kadar temiz.
kalbim insanları geçmişleriyle yargılamamın yanlış olduğunu bir şans verebileceğimi, aklım ise kızı siktir edip arkadaş olarak kalmamı söylüyor.