hele çocukların buna alet edilmesi kadar pespaye bir iş olamaz. bir ilkokul çocuğu trafik kazasında hayatını kaybetmiş veya açık rögar kapağından düşmüş. tam kanalların istediği iş. çocuğun neşeli resimlerini göstermeler, okulda sırasının üstüne çiçek koyup arkadaşlarını ağlatmalar. sen üç kuruşluk ( lafın gelişi ) rating alacaksın diye perişan ana-babanın yüreklerini bir kez daha dağlamalar. en halisane duygularımızla seyredip kahrolan bizleri de pis çarklarının dişlileri haline getirmeler.bir kere de haberi sunanın hakikaten içlenip gözlerinin dolduğunu görseydim içim yanmazdı.
aşağılık bir fayda sağlama yöntemi. eskilerin tabiriyle merhamet istismarı. tüketim çılgınlığıyla satılacak mal ve hizmetlerin çeşidi arttıkça teknolojinin yardımıyla boyutları genişleyen olgu. tv'de haberleri izliyorsunuz, doğu'da yine bir çocuk şehit düşmüş, ateş düşmüş ailesinin orta yerine, kanal,ağır,dokunaklı fon müziği ile o insanların acılarını getiriyor ekrana. maksat habercilik değil, öyle olsa kendini paralayan ana-baba dakikalarca gösterilmez, tabutuna sarılıp öpen dul eş seyre çıkarılmaz, hiç bir şeyden habersiz bakınıp duran yetimcik kalplerimize saplanmaz. kime ne faydası var o görüntülerin, giden mi geri geliyor, terörist görüp te pişman mı oluyor bir daha yapmayayım diye? yalnızca acı çeken insanların dramları üzerinden rating sağlanıyor,rant elde ediliyor.
politikacıların en tehlikeli ve en işe yarayan silahıdır. hele ki türkiye'de... herhangi bir siyasi partinin liderinin konuşmasını dinleyin kesin bunu kullanıyordur. milletçe duygusalız zaten sömürülecek bir sürü duygu var değil mi?*