acaba bu aşk mıdır? sevginin verdiği cesaret ve karagözlülükle hem adım atarsın, fakat bir cevap alamazsın. Kapılarla karşılaşır açamazsın; sanırsın koşarak omuz atarsan eğer kırar da açarsın. Ama aslında o kapılar kapı değil duvardırlar. Asla açamazsın, yıkamazsın. işte o duvarlara çarparak her bir yanın nasır tutar. Özellikle de kalbin. Artık o duvarların sahibinden sonra karşına çıkan kişiler seni üzse dahi sana vursalar, seni incitseler dahi acı hissetmezsin. Sanırsın ki kalbin taşlaşmış. Ama hayır! Kesinlikle hayır. Kalbin hala yumuşacık, taze ve sevgi ile dolu; fakat dışı nasırlaştı. Acıyı hissedemez zavallı. işte kalbin başta olmak üzere çarpa çarpa nasırlaştığı durumdur bu durum. Yapmayın, gitmeyini vurmayın o duvarlara diyeceğim ama mümkün mü? Sor bakayım bana ben vurmadan durabiliyor muyum?
seninle bir daha aynı yolda yürümem
seninle yürüyene yolda tuzakların var
bir daha asla dokunmam tenine
senin teninden önce duvarların var
ben o duvarlara çarpa çarpa nasır tuttum
ağlaya ağlaya yosun tuttum
derin bir nefes alır gibi batıyoruz
yükümüz ağır
yeni bir söz söylemek için
ölmek mi gerekir
hadi bir cesaret sen de taşın altına koy elini
inadına inadına
sevişmeli bağır çağır