bugün

güzel bir zeynep casalini şarkısı.

--spoiler--
ben o duvarlara çarpa çarpa nasır tuttum
ağlaya ağlaya yosun tuttum
--spoiler--
Jean paul sartre’ ın varoluşçu öykülerini topladığı kitap.
jean paul sartre' ın çarpıcı öykülerinden oluşan derleme bir kitap.
görsel
Yılmaz Güney'in son filmi.

Hapishane içi tecavüz, işkence, isyan bol bol acı ve rahatsız edici görüntü var.
güzel bir zeynep casalini şarkısı.

ben o duvarlara çarpa çarpa nasır tuttum
ağlaya ağlaya yosun tuttum....
Dik duvar yıkılmaz derler.

Ayrıca bir Zeynep casalini şarkısı.

T: ev, bahçe gibi yerleri inşa edilirken örülen yapı.

Son kale filminde önemli bir yere sahiptir.

(bkz: son kale)

Saygılar sunuyorum azizim…
https://www.sozcu.com.tr/...az-ozdil/duvar-2-6590152/

(bkz: yılmaz özdil)...

suriyeliler hakkında
zeynep casaliniye katıldığı her programda mutlaka söyletilen şarkı. öffff baygınlık geldi kadına bir huzur verin amk.
içinde seviştiğimiz, can çekiştiğimiz mekânları bölmeye yarayan yapı.

Hapishaneleri özgülükten ayırmak için de kullanılır.
iyi dert dinler. itiraz etmez.
görsel
görsel
zeynep casalini'nin hayatımın belli bir dönemine fon olmuş, duvara çarpa çarpa nasır tutup ağlaya ağlaya yosun tutmalı şarkısı.

hikayedeki duvar benim evet.
görsel
Kafa kafaya verip çok düşünmüslüğüm olan oda kenarı.

Duvar deyip geçmeyin.bazıları düşünceli oluyor.
keanu reeves'in lakabıdır.

(bkz: the wall)
divanın yaslandığıdır.

https://www.youtube.com/watch?v=Yx-ZbRrC-cw
Yıldız tilbe fetişisti bir YaZar.
akıllı insanlar kafalarını duvara çarpmadan gözlerini açıp duvarı görürler. akılsızlar duvara toslayınca anlar. siz kafa atarak duvarı yıkmaya çalışıyorsunuz.
insanları türlü tehlikelerden koruyan, koruyucu engeldir. Aynı zamanda insanların gizlenmesine yardımcı olurlar. Kapalı alanların olmazsa olmazlarıdır.
duvar'in cekim oykusunu yilmaz guney su sekilde anlatmis: 'arkadas filminden beri tamamen benim yaptigim ilk film bu. kelimenin dar anlamiyla politik bir film yapmak istiyordum; propaganda yapmak, sloganlar haykirmak istemiyordum. istediğim; konunun gunumuz turkiye’si olmasi ve orda kalmasiydi. 1980 darbesinden beri 40 kadar olum cezasi infaz edildi, binlerce kisi halen hapiste; o halde hapishaneyi anlatmak bir yerde turkiye’yi anlatmak demekti, filme turkiye’yi koymak demekti.'

filmde olaylari dolayli olarak anlatma yolunu secmiş. hapishane gercegine onlarin gozuyle bakabilmek icin filmin can alici noktasina basta cocuklar olmak uzere yetiskinleri de koymus. filmin salt bir propaganda araci olarak degerlendirilmemesi icin sanatsal bir anlatim arayisina gitmis. duvar'da onceki filmlerindeki, hikayeyi zaman sirasina gore cekme metodu ile, herseyin onceden inceden inceye planlandigi senaryolar metodunun karisimini kullanmis. cok ayrintili, oldukca iyi planlanmis bir senaryoya sahip olmakla beraber, bu senaryonun esiri olmamaya calisarak, cekimler sirasinda degisikliklere gitmis.'
harika bir film mi, evet. içinde siktiri boktan siyasi mesajlar var mı, ona da evet.

cezaevlerinde yaşananlar gerçek, onları yaşatanlar da kesinlikle cezasız kalmamalı kabul.
devlet eliyle kendi insanlarına zulmetmemeli buna da ok.
çocuklara, kadınlara ya da düşünceleri nedeniyle yatan insanlara özellikle 80'lerde (ki hala var) iğrençlikler yapılmış mı, yes orraytt.
peki bunu insan hakları konusunda eleştirmek isteyen bir film yapılması, çok güzel.
ben de orada cafer senin ananı sikeyim ibnetor dedim mi. aynen.
peki bunlarda gösterilen samimiyete inanıyorum da her iğrenç sahnede atatürk büstleri, resimleri arkada, sürekli amcık ağızlı adamların yanında yöresinde türk bayrakları? pkk, bağımsız kürdistan yazıları? işte onlar olmamış dostlar. her devrimci düşünceye pkk ve kürdistan hayallerini eklemeseniz olmuyor sanki. devrimci düşünceyi (bilerek bu genel tabiri kullanıyorum, herkes anlasın diye) bu iki olgu ile kirletiyorsunuz bana kalırsa.
kuzey afrika asıllı çocukların da önemli roller üstlendiği bir yılmaz güney filmi. ayrıca Filmin müzikleri zamanının çok çok ötesindedir.
bir jean paul sartre eseri.
okumak daha kısmet olmadı ama bol bol varoluşçu felsefe barındırdığını az çok hatırlıyorum, ilk 10 sayfayı okuyup sonra kaldırıp atmıştım kitabı.
bir gün belki kaldığım yerden devam ederim.