Benim de çocukken çokça yaptığım eylem. Ağacın altına bir sofra bezi çarşaf falan açardık ben ağaca çıkardım dalları sallamamla bir sürü olgun dut aşağı düserdi. Tabi ağaca çıkmak dert değilde bir de ağaçtan inmek var. Çoğu çıktığı ağaçtan inemeyen bir insandım. * )
malatya'da anneannemin bahçesinde bir dut ağacı vardı. çocukluğumdan beri her yaz gittiğimizde ağacı silkeler dut yerdik. o ağaç her gördüğümde bana anneannemi hatırlatır.
Oğlum bu keyfi bi tek biz yaşıyoruz sanıyordum lan. Herkesin mahallesinde şehrin göbeğinde dut mu olur, bi bizde vardı o. Köydekiler tamam da hangi şehirde bu kadar dut ağacı buldunuz.
tavsiye edilmez, çünkü dut dediğin çok yumuşak olur. bir de yere dökülürse iyice yenemez hale gelir, yerden alıp dut mu yenir? herkes yerdekileri toplarken, ben elime bir kavanoz alıp ağacın en tepesine çıkardım. taze büyük şuh dutları araklardım, sahibinin ruhu bile duymazdı, ne günlerdi be ..
Küçüklüğümde apartman bahçesinde kalabalık bir çocuk ordusuyla yaptığımız şey. Ağacı sallayıp gönlümce dut yiyebildiğim için şanslıyım. Hem beyaz hem de karadut ağaçları vardı bahçemizde. Çok güzeldi.
dut meyvesi ağacında koyu rengini almadan dalına bağlı bir meyvedir ta ki dut kendi koyu rengini alana kadar, işte o anda dutun sapı ağaçtan artık besin almayı keser ve kuvvetsiz bir şekilde durur. elinizle alıp yemeye kalktığınızda dut yumuşak ve lekesi geçmeyen bir meyve olduğundan tercih edilmez. işte bu yüzden eski insanlar dut ağacı silkeleme işini dut toplamayı kolaylaştırıcı şekilde uygulamaktaydılar.
Küçükken ufak tefek olmam ve birazda atik olmamdan kelli sürekli ağaç tepelerine çıkarılırdım. Yer çekiminin yenik düştüğü bu naif bedenimin, düşsede aşşağıda gerilmiş olan beze düşer kalır diye fütursuzca ağaç tepelerinde geçen nice serüvenleri vardır.
Dut ağaçlarında bol bol bulunan kıskançlı böcek senide unutmadım. Kulağımı sokarsın diye ne korkardım be.
Korkardım çünkü sokarsa kulaktan ellaam adamı sağır eder bunlar derlerdi. hıaammına.
Çocukken beyaz gömlek giyinipte dut düşmemesi için verdiğim yaşam mücadelesini derslerim için vermiş olsaydım şu an "NASA" dan bu entry' yi yazıyor olurdum...
Dedem hayattayken babaannem ben kardeşim,marmara denizine karşı bağa gider cocukluğumuzun en güzel günlerinde yapardık,altına uzun bir carsaf vb serilir ve afiyetle yenilir,dut receli falanda cok güzel olur,özlüyorum cocukluk günlerimi.