hayatımda okuduğum en kötü şiirin sahibi olmasına rağmen hoş sohbet yazardır kendileri. aynı zamanda çok eğlendirici yazıları vardır. sözlüğe renk vermiştir. hoşgelmiştir.
Dusunde dusen adammış... Umduğunu buldun mu bari düsünde. Sadece düsmekle olmaz bu işler Umut gerekir önce düşe... Ne söylesende bana Delilikti böyle biir şiir yazman. E kızma ama gerçektende kötüydü en az benimki kadar...
Düşünde düsen adammış... Umduğunu buldun mu bari düsünde Sadece düsmeke olmaz bu işler Eeee aynısı oldu yukardakilerin Neyse o zaman sende salla gitsin...
Adammış düsünde düsen Düsünde düsen adammış Adam olmuş fakat Moderator olamamış... ****
bi ağ gibi yayılıp,gerçekten düşenleri içine çeken..ama karnı aç bi canavar edasıyla değil! göğsüne düşenleri sevgili belleyen bi deniz edasıyla içine çeker, resiflerini okşatır..
gerçekte düşen çocuklar iç geçirerek ağlarken ,düşte düşseler gülerler..
düşten düşüşler düşedir zira.. dizleri kanamaz çocukların..
gerçek: makam meraklısıdır, düşün üstünde görür kendini, aşağılar onu..düş katman katman uzanır bereketin üstüne, gerçeğin altında..her katmanında ayrı bi okyanus rüzgarı, ayrı renk..o yüzden düşten düşmek olmaz..düş'mek bitmez..
gerçekten düşer insan ki, gökçekimi olan bi evrende yükseliştir bu...
düşüncesi bile düşürürken insanı bir de tutup adam yerine koymak vardır dolacak boşluklar hesabına bunları.
hani düşerken, tutunmaya çalışırken kanamasaydı avuçlar... komşu olunmasaydı düşkünlüklere, tanık olmasaydı kanayan maviler gözlerime... düşünmezdim hiç.
düşmezdim böyle. güneş doğmazken hiç, ya da batarken böyle içime; düşüp-düşmeme, gidip-gelmeme, en önemlisi düşleyip-düşlememe savaşı verirken; ellerimden başlıyor üşümeye önce.geçer diye bekleniyor uzun bir süre.
düş üşümesi diyorlar.
düşersin diyorlar.
düşerken üşürsün .
düşlüyorsan aynı zamanda.
düştüm.zamanında çok düştüm ben.
çaresi yoktu belki.belki böylesi daha iyiydi; kilitledim düşten sokaklara kendimi.
ve anayolların güvencesine tercih ettim patikaları.
düşün ta kendisi, kimselere bırakmam. en cancişi en çokomeli en karameli benim onun, onun da ben. görüldüğü üzere kendisine karşı duygularımı ifade etmekte zorlandığım kremalı çöreğim, doughnutım. kimselere bırakmam.
garga:günaydın lan rüyamda seni gördüm. yıldız tozlarında white water rafting yapıyodun lan.
düş: lan ben rüyamda kavak yellerinde başroldeydim lan.
garga:lan kaptan kirk de oraya transfer olmuş.
düş: valla ben lost adasındaki kate ve ali baba diye duydum ama sen öyle diyosan öyledir.
garga: lan onlar yan taraftaki dizide lan yanında da gandalf var lan.
düş: gandalf sakalını bakır yapmış lan dizi için. bi de heri poter 3 kilo vermiş diziye girebilmek için.
garga: lan aysegül aldinç ameliyatla zenci olmuş lan basrol için.
düş: peki sen yeşim salkım'ın bu proje için, brad pitt'in angelina'yı aldattığı bakıcısıyla lezbiyen ilişkiye girdiğini duydun mu? hey gidi yeşim.
garga: lan partneri agyness deyn'miş lan.
düş: kızım onu boşver de dizi estonya'da çekilecekmiş lan ne alaka ki.
garga: lan ne bilim ben. kuala lumpur diye duydum ama. denizin ortasına tenis kortu yapmışlar, nadal enrique iglesias'ı düelloya davet etmiş lan.
düş: lan geçen gün bir baloda konteslerden birinin saçının lülesinin sağ tarafı bozulmuş düşünebiliyon m?
garga: lan havuza atlamış kadın belli olmasın diye.
düş: kızım havuzun suyu yeni klorlanmış. kadın bugün göz doktoruna gidecekmiş o kadar etkilemiş lan. dikkat edek.
garga: lan o havuzda su yerine bordeaux şarabı yok muydu?
düş: kızım en son haberlere cıktı görmedin mi? şarap koruma gönüllüleri itiraz edince o uygulama bitirilmiş.
garga: ha greenpeace fahri başkanı yapmıştı açıklamayı di mi? lan gecen akşam über soyut yağlıboya sergisinde puro ikram etti bana o esnada şeettik.
düş: ben o sırada rasmussen'le domatesin insan sağlığına etkisini tartışıyordum. yoksa size eşlik ederdimç sergide çin mallarını protesto eden soyut tablonun önündeydik.
garga: he ben de sergi çıkışı justin timberlake'le mojito içmeye gittim, erken ayrıldım galeriden.
düş: biz de monica belluci'yle buluşup turgut özal'ın mezarına gittik. yolda giderken mozartın 29. senfonisini dinlerken la major'e yoğunlaştık.
düş: lan bi gün orhan pamuk celine dion falan toplanalım da ankaradaki alışveriş merkezlerinin geleceğini konuşalım.
garga: lan kusura bakma. biz onu sensiz tartıştık. suavi de bize katıldı. nostradamus'un kehanetlerini göz önünde tutarak ankaraya istinye parkin ikizi bentderesi park açıyoruz.
düş: oysa ben kızılırmağı erikli su ile doldurmayı teklif ederken anonim fonda ordunun derelerini söyleyecekti.
garga: kuzey buz denizinde mercan toplarken ismini fısıldayacağım kayalıklara...
düş: kayalıklarsa senin sesini duyduktan sonra buluta dönüşüp gökyüzüne yükselecekler. sen de orda kalcan göt gibi.
garga: göt dedin de aklıma geldi tuğce kazaz'la beraber budist olmaya karar verdik.
düş: budizm demişken kütahya porselen kampanya yapmış. bi sürü promosyonu varmış ama ben promosyonları bırakcam orda havam olsun.
...
böyle bir mesaj merakı var. benim gibi ayakları yere gayet sağlam basan, mantıklı ve rasyonel birini de kendine benzetiyor. hadi hayırlısı.